Şimdi tek ihtiyacımız olan şey tam yeri saptamak için birinin telefonu kullanması. | Open Subtitles | الآن نحن فقط بحاجه الى أن يقوم شخص ما باستخدامه لنحدد موقعه بالتحديد |
Ama günün sonunda düşünüyorum ki, bence üniversitemizde hala bir konferans salonuna ihtiyacımız var. | TED | ولكن أعتقد بنهاية اليوم، مازلنا بحاجه الى قاعة دراسية واحدة في جامعاتنا. |
Canım, bu insanlarla savaşmak için güce ihtiyacın var. | Open Subtitles | عزيزى ، لمحاربه هؤلاء الناس انت بحاجه الى القوه |
On. Kazanmak için 10'a ihtiyacın var. | Open Subtitles | عشره ، انت بحاجه الى الرقم عشره حتى تفوز |
O halde, yardıma ihtiyacınız olduğunu söylediniz. Hangi alanda ? | Open Subtitles | حسنا ، تقول انك بحاجه الى مساعده فى اى جزء |
Bu soru, birçok önemli yazar ve düşünce adamı tarafından ele alındı: Ya eğer toplumun, değişim için krizlere ihtiyacı varsa? | TED | انه سؤال تناوله العديد من المفكرين العظماء والكتّاب، ماذا لو بالفعل المجتمع بحاجه الى ازمه ليتغير؟ |
O kadar çok şeye ihtiyaçları var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير بحاجه الى الملابس وأكياس للنوم |
Biliyorum ama şu anda ihtiyacımız olan bu değil. | Open Subtitles | أَعْرفُ ، لَكنَّنا لسنا بحاجه الى ذلك مرة اخرى |
Senin önünü kesen kötü bir kaderin varmış süperkaçık. Senin konferansına daha fazla ihtiyacımız yok bay kibirli. | Open Subtitles | أوه، نحن لسنا بحاجه الى محاضرتك استاذ عالى و هائل |
Bu senin gibi zengin bir çocuk için bir eğlence olabilir ama bizim paraya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ربما يكون هذا لعبه مرح للفتى الغنى و لكننا بحاجه الى ذلك المال |
Hadi, adamım. Çokça tam saha koşusuna ihtiyacımız var. | Open Subtitles | هيا نحن بحاجه الى المزيد من الضربات القاضيه |
Pekala çocuklar, sinema gecesi için iki gönüllüye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسنا يأولاد نحن بحاجه الى وظيفتين جديدتين لفيلم الليله |
Merak etme, o köşe direklerine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا تقلق لسنا بحاجه الى هؤلاء صناديق الهوكي |
Gel bakayım sen! Gel buraya! Senin iyi bir şamara ihtiyacın var. | Open Subtitles | انت تعال الى هنا تعال الى هنا انت بحاجه الى صفعه |
Bence çok ciddi yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | اعتقد فعلاَ انكَ بحاجه الى ان تتكلم الى شخص ما |
Ama, sanırım biraz daha paraya ihtiyacın var, o yüzden... | Open Subtitles | ثُمَ أفترض أنكِ بحاجه الى المزيد من المال لذلك |
Doğru şeyin bu olduğunu anlamanız için biraz zamana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | انت بحاجه الى بعض الوقت لتفهم ان هذا الشيء الصحيح لتعمله |
Tucson'dan geldik. Yardıma ihtiyacınız var gibi geldi. | Open Subtitles | لقد اتينا من توكسن وكان واضح انكم بحاجه الى المساعده |
Onun yerini sadece ben biliyorum. Bana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذى يعلم مكانها لذا فأنت بحاجه الى |
Wanda üzülmüştü. Desteğe ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | واندا كانت منزعجه كين كانت بحاجه الى عائلتها |
Onu zor bir duruma sokuyoruz. İkimizin de desteğine ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | حسناً ، نحن نضعه فى موقف صعب و هو بحاجه الى دعمنا |
Yardımıma ihtiyaçları var, senin olduğu gibi, Riccio, sevgili dostum. | Open Subtitles | انهم بحاجه الى مساعدتى كما فعلت مع "ريتشو" من قبل |