O zaman bir denizci olarak başka bir denizciye şunu sorayım: | Open Subtitles | اذاً دعني أسألك عن شيء.. كبحار يسأل بحاراً آخر |
Ama iyi bir denizci bulduysan, ve becerisi hazırsa. | Open Subtitles | ولكن إذا كان صديقكِ بحاراً جيداً والقارب صالح للإبحار، |
denizci değilim, ancak duydum ki, denizden bir haftalık mesafedeymiş. | Open Subtitles | أنا لست بحاراً ، و لكنني سمعت بهذا منذ ما لا يقل عن أسبوع في البحر |
Bundan 35 yıl önce, aynı saatlerde, akşamüstü saat 5'te bir denizciyi temize çıkardım. | Open Subtitles | منذ خمسة وثلاثون عاما فى مثل هذا الوقت تقريباً، فى الساعة الخامسة أفرجت عن رجل يعمل بحاراً |
Üst kattaki kadın, yolun karşısında bir denizcinin boğulduğunu görmüş. | Open Subtitles | سيدة بالأعلى تقول إنها رأت بحاراً يتم خنقه في المبنى المقابل |
Bildiğiniz sonraki şey, kumar borcu ile başının üzerinde bir gemici . | Open Subtitles | والشئ الآخر لمعرفته هو, أنَّ هنالك بحاراً متورطاً جداً في رهن مقامرة |
Gerçekten de çok iyi bir denizciydi. | Open Subtitles | لقد كان بحاراً جيداً |
Amcam, gemiciydi. | Open Subtitles | عمّي كانَ بحاراً |
Başka bir kadınla karşılaşazdım çünkü denizci olurdum. | Open Subtitles | لم أكن لأقابل امرأة أخرى لأننى كنت سأكون بحاراً |
Bazıları iyi bir denizci olmadığını fakat harika bir lider olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | البعض يقول أنة ليس بحاراً ممتازاً و لكن قائد ممتاز |
Bazıları iyi bir denizci olmadığını fakat harika bir lider olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | البعض يقول أنة ليس بحاراً ممتازاً و لكن قائد ممتاز |
Ama kötü bir denizci değilsin. Hep böyle kalamazsın. | Open Subtitles | أعلم هذا و لكنك لست بحاراً سيئاً و لكن لا يمكنك أن تظل طوال حياتك هكذا |
Bay Turner, asker değilsiniz, denizci de. Demircisiniz. | Open Subtitles | سيد ترنر أنت لست جندياً أو بحاراً أنت حداد |
Ben hala senden daha iyi bir denizci yapmak düşünüyorum. | Open Subtitles | لا زلت أؤمن بأنَّي أمثل " بحاراً " أفضل منك |
Ama bir denizci gerçek anlamda denizcilik yaşamını kaldırabildi. | Open Subtitles | و لكن هناك بحاراً واحداً تأقلم مع الحياه البحرية. |
Karısını yeni kaybetmiş bir denizciyi savaş alanına göndermek akıllıca bir fikir mi? | Open Subtitles | تظن أن هذا حكيم ترسل بحاراً فقد زوجته إلى المعركة؟ |
1897'de, 41 cesur denizciyi Kuzey Kutbu sahanlığına getirmiş. | Open Subtitles | فى 1897 أخذ معه 41 بحاراً شجاعا نحو الجرف القطبي |
Birkaç kadeh şarap içtim ama denizcinin boğulduğundan eminim. | Open Subtitles | و أجل لدي بعض زجاجات النبيذ لكني رأيت بحاراً يتم خنقه |
Bir denizcinin bilmeden bagajında bir kafa olan bir araba çaldığına inanmamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تطلبون مني أن أصدق بحاراً سرق السيارة التي بها رأس داخل الصندوق ولا يعلم عنها شيئاً؟ |
"17 İngiliz gemici katledildi" "Cesetleri toplamış olan | Open Subtitles | قتل 17 بحاراً بريطانياً استناداً للمسؤولين الفيتناميين |
Bir denizciydi ve rüzgar onun için çok değerliydi. | Open Subtitles | -لأنه كان بحاراً والرياح كانت ثروته |
- Ne harika bir baban var. - Kocam gemiciydi bir zamanlar. | Open Subtitles | (ـ ماأروع والد (مايا ـ زوجي كان بحاراً |
İyi de, ben ne diyorum? Mutlaka bir denizcidir. | Open Subtitles | يجب أن يكون بحاراً إذاً، أليس كذلك؟ |