"بحافلة" - Traduction Arabe en Turc

    • otobüs
        
    • otobüsü
        
    • otobüsle
        
    • otobüsün
        
    • otobüsünü
        
    • otobüsüne
        
    otobüs firmasının özel yolcu fiyatıyla hep beraber gidebiliriz. Open Subtitles بإمكاننا الذهاب جميعًا بحافلة شركة المقاعد الرّائعة
    Ben de seni, kalp krizi geçirirken ya da bir otobüs çarparken hayal ediyordum. Open Subtitles أنا تخيَّلت أنكِ أُصِبتِ بأزمة قلبية أو صُدِمتِ بحافلة
    Bir saat önce kalkan bir otobüsü yakalamanın imkânı yok. Open Subtitles من المستحيل الن أن تلحق بحافلة غادرت منذ ساعة مضت
    Bir saat önce kalkan bir otobüsü yakalamanın imkânı yok. Open Subtitles من المستحيل الن أن تلحق بحافلة غادرت منذ ساعة مضت
    New York'tan o kadar yolu buraya otobüsle mi geldin? Open Subtitles جئتِ طوال الطريق من نيويورك إلي هنا بحافلة ؟
    otobüsün ona çarptığını ve boynunu kırdığını gördüm ama hâlâ yaşıyor. Open Subtitles لقد رايتها تصطدم بحافلة و كسرت عنقها و لا تزال تسير
    - Hayır. Büyük sarı okul otobüsünü bilirsin, değil mi? Open Subtitles هل سمعت بحافلة المدرسة الكبيرة الصفراء ؟
    Çünkü 20:10 otobüsüne yetişmek için 20:03'te çıkmam lazım. Open Subtitles لأنه يجب أن أغادر الساعة 8: 03 للحاق بحافلة الساعة 8:
    Anlat hadi, otobüs beklemiyoruz ya. Open Subtitles قل لنا انها ليست مثل ونحن في انتظار للحاق بحافلة.
    Yarın bir otobüs altında kalırsam yine de arkandayım. Open Subtitles إذا ضربت بحافلة غدا سأرجع لك يا رجل
    Adamım kusura bakma. Sanki otobüs çarpmış gibiyim... Open Subtitles أنا آسف أشعر تماما كأنني اصطدمت بحافلة
    Dün? Belli ki bir otobüs ya da kamyon. Open Subtitles . بحافلة أو شاحنة ، على ما يبدو
    Daniel otobüs kazasında ölmedi. Open Subtitles دانيال لم يمُت بواسطة اصطدام بحافلة.
    '83 yılında Rio şehrinde yeraltı geçidi ile... ...otobüsü biraraya getirme teklifiyle başladık. TED لقد بدأنا في عام 83، باقتراح لمدينة ريو دي جانيرو عن كيفية ربط مترو الأنفاق بحافلة الركاب.
    Okul otobüsü tarafından alt edilince pek iyi görünmeyecek. Open Subtitles لن يكون حسناً عندما يصطدمون بحافلة مدرسية
    Dün ben bu otobüsü yakalamak için koşuyordu avcı uzak almaya çalışırken , Open Subtitles بالأمس كنت أجري لألحق بحافلة محاولاً الهروب من الصياد
    Karaoke gecesi için başka bir parti otobüsü daha yok. Open Subtitles .ليسَ هُنالك حفلةٌ اخرى بحافلة لليلة الغناء
    New York'tan o kadar yolu buraya otobüsle mi geldin? Open Subtitles جئتِ طوال الطريق من نيويورك إلي هنا بحافلة ؟
    Bir dahaki sefere otobüsle kafa kafaya çarpışırken iniş yapabileceğim bir yer seç. Open Subtitles في المرة القادمة التي تريد أن تصطدمي بحافلة حاولي القيام به في مكان ما أستطيع الهبوط عليها
    Biri otobüsle üzerinden geçmiş gibi. Open Subtitles وكأن أحدهم دعسه بحافلة
    100 yaşına kadar da yaşayabilirim yarın bir otobüsün altında da kalabilirim. Open Subtitles بينما أستطيع العيش حتّى الـ100 أو يمكن أن أصدم بحافلة غدًا
    Takım otobüsüne binmen gerek. Sen asla takım otobüsünü kaçırmazsın. Open Subtitles عليك أن تلحق بحافلة الفريق ، لا تفوتك
    Harold yine de 8:17 otobüsüne yetişemeyecekti. Open Subtitles كان ليلحق بحافلة الثامنة و 17 دقيقة بصعوبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus