Pazartesi toplantıda, senin durumunu masaya yatıracağım. | Open Subtitles | عندما نتقابل يوم الأثنين سوف يكونوا مهتمين جدا بحالتك |
durumunu kontrol altına almana yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | استطيع مساعدتك فى التحكم بحالتك |
Senin durumunda ki insanlar için beş yıl uzun bir süre değil. Bunun için kardeşine teşekkür edebilirsin. | Open Subtitles | خمس سنوات أكثر من معظم الأشخاص الذين بحالتك |
Senin durumunda buna inanmak zor. | Open Subtitles | أجد صعوبة بتصديق هذا بحالتك |
Sağlık durumun hakkında bir sürü araştırma yaptım. | Open Subtitles | كنت أطّلِع علي الكثير من الأبحاث المتعلقة بحالتك |
Şey şu durumun hakkında düşünüyordum da kasabada gebe kalamadığını bildiğin başka biri var mı? | Open Subtitles | إذاً أفكر كنت لقد بحالتك يصبحن أَن يَستطعن لا الأخريات الحسناوات من آخر أحد تعرفين هل |
Dinle, ameliyat olmak istemiyorsan belirtiler bu durumundan çok daha fazla zarar göreceğin uzatmalı bir sürece girileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | اسمع، إذا كنت لا تريد إجراء الجراحة سوف تكون الدلائل أننا سندخل مدة طويلة والتي فيها ستتأثّر أكثر وأكثر بحالتك |
İnsanlara senin durumundan bahsettiğimde... üç ayrı yerden onun tavsiyesini aldım. | Open Subtitles | عندما أخبرت الناس بحالتك أتتني ثلاثة اتصالات ترشحه لي |
Şu hastalığınla mı ilgili? | Open Subtitles | هل هذا يتعلق بحالتك المرضية؟ |
Bi düşünsenize; bir uzay insanı, Uluslararası Uzay İstasyonu'nun genel durumunu vücudunda hissedebilecek, ya da, hissetmek demişken, sağlığınız için gözle görülmeyenleri hissedebileceksiniz, kan şekeriniz, vücudunuzdaki mikrop oranı, 360 derecelik görüş açısı, kızılötesi veya morötesi görebilmek gibi şeyler. | TED | فقط تخيّل رائد فضاء له القدرة على الشعور بجملة الحالة الصحية للكوكب من محطة الفضاء الدولية أو في ذات السياق، شعورك بحالتك الصحية للأعراض غير المرئية، كنسبة السكر في دمك أو الميكروبات في جسمك أو القدرة على الرؤية في نطاق 360 درجة أو رؤية الأشعة تحت الحمراء وفوق البنفسجية |
durumunu ona söyledinmi? | Open Subtitles | هل أخبرتها بحالتك المرَضيّة؟ |
durumunu bilen sadece iki görevli var. | Open Subtitles | ثمة حارسين فقط يعلمان بحالتك |
Richmond'la olan durumunu diyorum. | Open Subtitles | "بحالتك مع "ريتشموند |
Ki senin durumunda zararı olamaz tatlım! | Open Subtitles | و بحالتك لن يضرك عزيزتي |
Senin durumunda, lanet olası iki bacağından birini kesmesi gerek. | Open Subtitles | ! بحالتك سيقطع أحد رجليك |
Özellikle senin durumunda. | Open Subtitles | و خاصة بحالتك |
Makul aralıklarla, akli durumun hakkında bilgi almak için potansiyel tetikleme kelimeleri kullandım. | Open Subtitles | كلمات محتملة لتحديث نفسي بحالتك النفسية |
Senin durumun, tahminlerime göre geometrik olarak ilerliyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ التتابع أُسّيّ بحالتك |
İnsanlara senin durumundan bahsettiğimde üç yerden onu tavsiye ettiler. | Open Subtitles | عندما أخبرت الناس بحالتك أتتني ثلاثة اتصالات ترشحه لي |
- Neden? İşler biraz yavaş. Demek istediğim, patronuma durumundan bahsettim sana başka oda kiralamamı söyledi. | Open Subtitles | الأحوال تسير ببطء أخبرت رئيسي بحالتك و أشياء أخرى... |