Keşke "seni seviyorum" demem o kadar zor olmasaydı. | Open Subtitles | كنت اتمنى ان تكون كلمة بحبك ليست بهذه الصعوبة علي |
Bende seni seviyorum. Ancak kanuna karşı geldin. Seni teslim etmeliyim. | Open Subtitles | انا بحبك انا كمان بس انت خالفت القانون و انا لازم اقبض عليك |
Kenarda dikilip şunu düşündüm: "Bazen birini gerçekten sevdiğini göstermenin tek yolu; onun gitmesine izin vermektir. Buna hayatımda ilk kez şahit olmuştum. | TED | كنت أقف هناك وأفكر لقد كانت المرة الأولى في حياتي شهدت أنه يمكنك أن تشعر شخصاً ما بحبك الكلي عندما تتركهم يذهبون. |
Sana kız arkadaşına yazmanı söylediğimde, ona, kendisini sevdiğini de söylemeni kastetmiştim. | Open Subtitles | عندما قلت بأنك يجب أن تكتب لصديقتك فقد قصدت أنك يجب أن تخبرها أيضاً بحبك لها |
Senden aldığım tek mektup, Barones Von Kraut'a olan aşkını itiraf ettiğin mektup. | Open Subtitles | الرسالة الوحيدة التي تلقيتها منك والتي تعترف لي فيها بحبك للكونتيسة فون كراج |
Evet, manikken bahis oynuyorum. Sana da manik şekilde aşığım. | Open Subtitles | أجل ، أراهن متى أكون مهوسا و أنا مهوس بحبك |
Bizi yalnız bırakın. Şimdi, Sevgini ve bağlılığını itiraf ettin. | Open Subtitles | اتركونا وحدنا رجاءاً أذن لقد اعترفت بحبك واخلاصك |
Sana deliler gibi aşık olduğumu ve bu aşkın hiç azalmayacağını hemen anlamıştım. | Open Subtitles | عرفت وقتها ان مجنون بحبك و ان هذا الحب لن يبهت ابدا |
- Seni seviyorum be kanka. Senin için yaptığımı biliyorsun değil mi? - Biliyorum. | Open Subtitles | أنا بحبك يا صاحبي، أنت عارف أنني هاعمل ده برضه عشانك |
Walter, seni seviyorum ama benden zihnini okumamı bekliyorsun. | Open Subtitles | والتر... .. انا بحبك انت عارف انى بقرا افكارك |
- Stratton'ın adını lekeleyecektir. - İşte bu yüzden seni seviyorum. Böyle şeylere önem veriyorsun. | Open Subtitles | الموضوع ده هايخلي "ستراتون" تبان وحشة - اهو عشان كده أنا بحبك - |
Tuttum seni, tuttum seni. Bana güven, olur mu? Seni seviyorum. | Open Subtitles | أنتِ معايا، ثقي فيا تمام، أنا بحبك |
Onu sevdiğini söylediğinde üzerinde bu elbise mi vardı? | Open Subtitles | عندما أعلنتي بحبك له .. اه.. هل كنتي ترتدين هذا الشئ؟ |
Fakat sen, iş yerine gidersin, onu ne kadar sevdiğini, kendini aptal yerine koyarak, önemli bir toplantı sırasında göstermeye çalışırsın. | Open Subtitles | ولكنك تذهب إلى مكان عملها وتجعل من نفسك أحمق بشكل كبير بأن تصرح بحبك غير المشروط لها |
Eğer aşkını kazanamazsam, nefretini kazanacağım. | Open Subtitles | اذا كنت لااستطيع الاحساس بحبك فسأتقبل كرهك |
Ve doğru an geldiğinde aşkını itiraf edeceksin. | Open Subtitles | بأشرافي شخصيا و عند اللحظة المناسبة تعترف لها بحبك |
Seni korkutmak istemem ama sanırım sana delicesine aşığım. | Open Subtitles | وم، أنا لا أريد إخافتك، لكن أعتقد أنا مجنون بحبك. |
Ben de sana aşığım. | Open Subtitles | أوه ماتيو أنا مجنونة بحبك أيضاً |
Sevgini hissediyor, bu ona güç veriyor. | Open Subtitles | يمكنها الإحساس بحبك ، وهذا يعطيها القوه |
Bebeğim aşkın bana yetmiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع الاكتفاء بحبك عزيزتي |
Düşünüyorum da onca sene seni ülkene olan aşkınla hareket ettiğine inanmıştım. | Open Subtitles | وعندما افكر,طيله هذه السنين اعتقدت انك كنت مدفوعا بحبك للبلاد |
Bir yabancıyla vahşi bir seks mi, yada sana deli olan Sana aşık biriyle, vahşi bir seks mi? | Open Subtitles | الجنس العنيف مع غريب او الجنس العنيف مع فتاة مجنونه بحبك وانت تحبها ايضا |
"Beni severek bir erkek yaptın, Holly..." | Open Subtitles | لقد جعلتيني رجلاً بحبك لي ، هولي |
Lütfen bana söylermisin sen onun aşkından ölmüyormuydun. | Open Subtitles | رجاءاً أخبرني أنك إعترفت بحبك الأبدي لها |