| Yayınlanan ilk 100 araştırma makalesi boyunca konuyu tekrar tekrar değiştirdiler. | TED | كانوا يغيرون المواضيع بشكل متكرر خلال أول مائة ورقة بحثية منشورة. |
| Diğeri ise objeyi tasarlamaktı ve bunun kullanıcı ürünü olması, araştırma aracı olmamasından emin olmaktı. | TED | والمشروع الآخر هو تصميم السمكة نفسها والتأكد من أنها منتج يصلح للمستهلك وليست أداة بحثية. |
| Bu soruları yanıtını bulmak için bir araştırma yürüttük. | TED | لكي نبدأ في الإجابة عن هذه الأسئلة ، لقد قمنا بدراسة بحثية. |
| Boston'da bulunan önemli bir medikal araştırma enstitüsüyle ortak olduk. | TED | إشتركنا مع مؤسسة طبية بحثية رائدة في بوسطن. |
| Dış politika beyin takımı gibi şeyler işte ama senden bir konuşma istiyor. | Open Subtitles | إنّها سياســـــــــــة خارجية مؤسسة بحثية من نوع ما، لكنّه يريد منك أنْ توفري الملعب. |
| Genom haritalamanın milyonlarca dolara veya on binlerce dolara dahi mal olduğu zamanlarda, sadece bir araştırma projesiydi. | TED | الآن، في تلك الأيام عندما كان رسم خرائط الجينوم يكلف الملايين، أو حتى عشرات الآلاف، كان في الأساس مشروعات بحثية |
| Tüm dünyada hükûmetler, araştırma takımları benzer sonuçlara ulaştılar ve aynı tipteki operasyonları gözlemlediler. | TED | حكومات، فرق بحثية حول العالم كانوا يتوصلون إلى إستنتاجات مماثلة ويقومون بمراقبة نفس أنواع العمليات. |
| araştırma toplantıları düzenledik ve bir mükemmelik merkezi açtık. | TED | عقدنا اجتماعات بحثية و أفتتحنا مركز جودة |
| Hayır. Ortalama olarak, en tahammüllü yaratıcı olan bilim insanları, ilk 100 araştırma makalelerinde, 43 kez konu değiştirdiler. | TED | كلّا. في المتوسط، غيّر العلماء الأكثر إبداعًا الموضوعات 43 مرة في أول مائة ورقة بحثية لهم. |
| Sahip olduğunuz teknoloji ne kadar güvenli olsa da araştırma amacıyla kimsenin beynine bir şey yapıştıramazsınız. | TED | لأنه وبغض النظر عن مدى أمان التكنولوجيا خاصتكم، فلا يمكنكم غرز شيء ما في دماغ شخص ما لأغراض بحثية. |
| Şimdi Bedford rektör araştırma bursları ve inşaat sözleşmeleri sayesinde milyon dolarlarla oynuyor. | Open Subtitles | الآن هو الرئيس يخرج الملاين من الدولارات في منح بحثية وعقود بناء |
| araştırma ikramiyeleri, doktora sonrası limitsiz laboratuar kaynakları. | Open Subtitles | لمنح بحثية ومستندات موراد غير محدوده للمختبر |
| araştırma gruplarından, lobistlerden ve yatırımcılardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن أعضاء لجان عمل سياسي بارزين ومجموعات بحثية وأعضاء جماعات ضغط. |
| araştırma gruplarından, lobistlerden ve yatırımcılardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن أعضاء لجان عمل سياسي بارزين ومجموعات بحثية وأعضاء جماعات ضغط. |
| Ve nihayetinde Washington Üniversitesi'nde bir araştırma tesisi kurarak rahim ağzı kanserinin teşhis ve tedavisinde yeni metodlar geliştirmeyi umuyoruz. | Open Subtitles | المستشفيات. وفي نهاية المطاف, نأمل في إقامة منشأة بحثية في جامعة واشنطن |
| Hayatımda bir defa uyuşturucu aldım, araştırma için ve başıma gelen şeylere bak. | Open Subtitles | لقد اشتريت مخدرات مرة واحدة لأغراض بحثية وأنظري ما حدث |
| O aptal kitabın için araştırma malzemesiydim galiba. | Open Subtitles | أخمن أنني كُنت حالة بحثية في كتابك الغبي |
| Eski bir malikane gibi görünüyor ama içerisi ileri teknoloji bir araştırma tesisi. | Open Subtitles | إنه مثل قصر قديم ولكن من الداخل يعتبر مؤسسة بحثية عالية التقنية |
| Bu istasyon, tüm Ishida İmparatorluğunun en önemli askeri araştırma tesisidir, en azından Dört öyle hatırlıyor. | Open Subtitles | لسنا حتى متأكدون بأن القرص الوميضي هناك تلك المحطة هي أهم منشأة بحثية عسكرية |
| dedi. Bu karşılıklı karışıklık bizi araştırma ve gazeteciliğin çelişen uygulamaları üzerine bir makale yazmaya itti. | TED | وهذا الارتباك، هذا الارتباك المتبادل، دفعنا إلى نشر ورقة بحثية عن الأخلاق المتضاربة والممارسات المتناقضة في البحث والصحافة. |
| Özel olarak finanse esilen bir beyin takımı. Adı: Gelişmiş Fikir Mekanikleri. | Open Subtitles | إنها مؤسسة بحثية يمولها قِطاع خاص (تدعى (ميكانيكا الأفكار المتقدمة. |