"بحثًا عن" - Traduction Arabe en Turc

    • aramak için
        
    • aramaya
        
    • bulmak için
        
    • arıyor
        
    • arıyordu
        
    Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için yayılmaya zorlayan nedenlerden biri olabilir. TED وقد يكون ذلك أحد القوى التي تدفع البلوق للاتجاه شمالًا، والانتشار بحثًا عن مناطق أكثر برودة.
    Yemek aramak için, küçük bir yarıktan köklere girer. TED يدخل إلى الجذور عبر صدع صغير بحثًا عن الطعام.
    Okuluma bela aramaya gelen zavallı ruh için büyük bir acıma duygusu hissediyorum. Open Subtitles أشعر بغصّة من الشفقة تجاه هؤلاء المساكين الذي جائوا لمدرستي بحثًا عن المتاعب
    Ormanlarda Elf'leri aramaya kaçan genç bir Hobbit'i hatırlıyorum. Open Subtitles إنِّي أتذكر الهوبيت الشاب الذي كان دائمًا يجري بحثًا عن الجن
    İmkan verilirse, en iyi yemeği bulmak için... ülkeler arasında bile gezinirler. Open Subtitles اذا منحوا الفرصة، فأنهم سوف يتنقلون بين البلدان بحثًا عن أفضل طعام.
    Kalabalık bir insan topluluğuna katılıp daha güvenli bir yer bulmak için günlerce acı dolu bir yürüyüşe katıldık. TED انضممنا لحشد كبير من الناس، وسرنا معًا لأيام مضنية كثيرة بحثًا عن مكان آمن.
    Gece gökyüzünü tarayarak uzak yıldızların etrafında yeni dünyalar arıyor. Open Subtitles يمسح سماء الليل بحثًا عن عوالم جديدة حول النجوم البعيدة
    Federaller evinizde, bu muhbirin bulunduğu yerle ilgili kanıt arıyordu. Open Subtitles كان الفيدراليون يفتشون منزلك بحثًا عن أي أثر لهذا المخبر
    Kılıcı aramak için kasana girdim. Open Subtitles اخترقت خزينتكَ بحثًا عن السيف.
    Eğer sevdiklerinizi aramak için hastanemize gelirseniz kaybettiğiniz birileri varsa lütfen acil servisin girişini kapatmamaya özen gösterin. Open Subtitles إن قدمتم للمستشفى بحثًا عن أحبائكم، إن... إن كان لديكم...
    Başarısız projeni aramak için birkaç saatliğine yakın çevreyi kolaçan etmeye çıktık. Open Subtitles "حين خرجت بحثًا عن مشروعك الفاشل لسويعات"
    Bizden önceki niceleri gibi, gerçeği aramak için burada toplanmış bulunuyoruz. Open Subtitles نحن اجتمعنا كما اجتمع الكثير من الناس قبلنا بحثًا عن الحقيقة - أجل، شكرًا لك -
    Bildiğim tek şey, bu kadını dul bırakan, Frank Goodnight..., ...Amerikanlığımızı aramak için bu şehre geldi. Open Subtitles كل ما أعرفه، هذا الرجل الذي جعّل من ،)تلك المرأة أرملة، (فرانك غود نايت قدِم لهذه البلدة بحثًا عن أصدقائنا الأمريكان
    Ormanlarda Elf'leri aramaya kaçan genç bir Hobbit'i hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر أنّك كنتَ هوبيت يافعًا يركض دائمًا في الغابة بحثًا عن الجنّ
    Evet, geç gelir. Kızımı aramaya çıktığı için. Kızım şu anda kayıp olduğu için, evet. Open Subtitles أجل، يتأخّر حتّى هذه الساعة بحثًا عن ابنتي طالما هي مفقودة، أجل
    Artık tavşanları bırakıyorlar ve onun yerine daha tehlikeli bir av aramaya koyuluyorlar. Open Subtitles الذئاب تركت الأرانب و شأنها الآن و انطلقت بحثًا عن طرائد أخطر من سابقتها بكثير
    Düşünüyor sen ve ı bir çözüm aramaya başladı ne kadar. Open Subtitles وضعًا بالاعتبار الشوط الطويل الذي قطعته معك بحثًا عن حلّ.
    Siz çeteyi bulmak için ormana gitmiştiniz ama sanırım onlar sizi buldu. Open Subtitles ذهبت إلى الغابة بحثًا عن قطّاع الطرق وإذا بهم يغلبونكَ بالمفاجأة؟
    Yetkililer, bugün, bir Marsilya polis memurunu öldürmek suçundan aranan Amerikan vatandaşını bulmak için şehri tarıyorlar. Open Subtitles السُلطات تقوم بتمشيط المدينة اليوم بحثًا عن مواطن أمريكي
    Onu güçlendirmemize yardım edecek bir metal ustası ve denge ağırlığı için birkaç çanta ayarlayacak bir terzi bulmak için komşu ilçeye gideceğiz. Open Subtitles إننا ذاهبون إلى البلدة المجاورة بحثًا عن حدّاد يعيننا على تقويتها و خيّاط ليساعدنا في تصميم أكياس ثقل مُوازن
    Curiosity gibi gezginlerimiz, Mars'ın yüzeyini tarayıp, bildiğimiz hayat ipuçlarını ve kökenlerini arıyor. TED عرباتنا المتجولة مثل كيوريوسيتي روفر تمسح سطح المريخ، تحفر بحثًا عن أدلة لأصول الحياة كما نعرفها.
    Adadaki o adamlar bu cesetleri arıyordu. Open Subtitles أولئك الرجال جاؤوا الجزيرة بحثًا عن هذه الرفات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus