Onu uyandırdılar, kollarını ve bacaklarını bantla bağladılar ve zorla boğazına bir bez parçası soktular. | Open Subtitles | لقد أيقظوه، و قيدوا ذراعيه و ساقيه بشريط و أدخلوا قطعة قماش بحلقه |
Bir ay sonra adamımız bir apartman dairesinde ölü bulundu, yanında protez bir bacak ve boğazına çorap tıkılmış, başka bir ölü adamla beraber. | Open Subtitles | وبعد شهراً من رجوعه فقد تم قتله في شقة بجانب ساق صناعية ورجلٌ ميت بداخله جورب مغرزةً بحلقه |
Kılıcımı onun boğazına saplayabilirim ve o bana engel olmaya bile kalkışmaz. | Open Subtitles | يمكنني أن أدخل سيفي بحلقه ولن يحاول أن يوقفني |
Adamın boğazına delik açtık. Eşitlik bozuldu. | Open Subtitles | أجرينا فتحة بحلقه تغيرت المعادلة |
Dr. Cuddy. Yardımınız için teşekkür ederim. Boğazında bir sorun var gibi. | Open Subtitles | دكتورة (كادي)، شكراً على الاستشارة يبدو أن هناك مشكلة بحلقه |
boğazına takıldı ve oracıkta boğulup öldü. | Open Subtitles | فانحشرت بحلقه واختنق حتى الموت في مكانه |
boğazına çorap tıkılan o muydu diğeri miydi? | Open Subtitles | هو الذي تم غرز جورب بحلقه أو الآخر؟ |
Neyin var, boğazına kurbağa mı kaçtı? | Open Subtitles | ما الخطب يا من بحلقه ضفدع؟ |
-Skopu boğazına sokamıyorum. | Open Subtitles | -لا يمكنني إدخاله بحلقه |