Sağol tatlım. şeker toplarken eğlenmene bak, tamam mı? | Open Subtitles | شكراً, حبيبي استمتع بحلوى أم حيل سخيفة, حسناً؟ |
Ben özellikle gökkuşağı şeklinde şeker serpintili çikolatalıları beğeniyorum. | Open Subtitles | أنا على وجه الخصوص أحب المخبوزات ذات الشيكولاتة المزينة بحلوى بألوان قوس قزح |
Sonra pamuk şeker yüzünden tüm zamanını tuvalette geçirmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | بعدها تختم الطلب بحلوى غزل البنات ثم تصبح يداك تتلاصقان و بعدها عد للمنزل |
Bu karpuzun içini çikolata,puding ve M-80 patlayıcısı ile doldurdum. | Open Subtitles | ملأت هذا البطيخ بحلوى الشوكولاتة ومفرقعات نارية |
kendimi çikolatalı pudingle tedavi ediyorum... favorim. | Open Subtitles | أعالج نفسي بحلوى الشوكلاته, المفضلة عندي |
Çırpılmış kremalı ve sıcak şekerleme kaplı dondurma istiyorum... ve çikolata parçalı cheesecake.. | Open Subtitles | أريد مثلجات بحلوى ساخنة وقشدة مخفوقة، وبعض كعكات الجبن برقائق الشوكولاتة، |
Ve bu kutular pelte şekeriyle dolu. | Open Subtitles | و هذه الصناديق مليئة بحلوى الجيلي |
Mısır şekerinden yapılmış ufak bir ikramı seversiniz dedim. | Open Subtitles | ظننت انك ترغب ببعض الحلوى مزينة بحلوى الذرى؟ |
O senin şekerlerini istiyor.Doğru.o senin evinden çıkan şekerlerle ilgileniyor. | Open Subtitles | يريد حلوتك؟ هذا صحيح ، انه مهتم فقط بحلوى هذا البيت |
İlanları mutfak masasına koydum ve biraz Cadılar Bayramı için şeker alabilir misin? | Open Subtitles | وضعت اعلانات المبوبة على طاولة الطعام. وعندما تأتي بحلوى الهالوين.. |
Ama o akşam şaka mı şeker mi demek için çıkamayacaklardı ya da bir daha asla. | Open Subtitles | "ولكنهما لم يقوما بحلوى أم خدعة* في ذلك المساء" قيام الأطفال بالتسول في الهالوين* "أو أي مساء مجدداً" |
Baksana şuna, koca kadın ama elinde pamuk şeker var. | Open Subtitles | إنظرْ إليك , إمرأة بالغة بحلوى القطنِ. |
İnsanlar benim şeker biri olduğumu söyler. | Open Subtitles | الناس يصفوني بحلوى المارشميلو. |
şeker yerken dişim düştü. | Open Subtitles | لقد كسرت أسناني بحلوى القطن |
Bu karpuzun içini çikolata,puding ve M-80 patlayıcısı ile doldurdum. | Open Subtitles | ملأت هذا البطيخ بحلوى الشوكولاتة ومفرقعات نارية |
Kim kıtır puding ister? | Open Subtitles | من سيرغب بحلوى بودينج مقرمشة؟ |
Çikolatalı pudingle ilgili neyi severim biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ما الذي يعجبني بحلوى الشوكولاتة ؟ |
pudingle ne yapıyorsun öyle? | Open Subtitles | مالذي تنفعله بحلوى البودينغ؟ |
Uzun Saçlı bana Pittsburgh'da şekerleme vaadetmişti. | Open Subtitles | الشعر الطويل قد وَ عدَني بحلوى الصخرةِ في "بيتسبيرج". |
Henüz lüks bir sinema salonu olmadığını biliyorum, ama elimizde bolca şekerleme var. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست صالة سينما فاخرة بـعد، ولكن لدينا تزويد كامل بحلوى (Red Vines) |
- Amy Dyer mı o? - Elma şekeriyle ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا تفعل بحلوى التفاح تلك ؟ |
Bu şınavlar gücünü şeytanın şekerinden alıyorlar. İnanılmaz! | Open Subtitles | هذه التمارين محفّزة بحلوى الشيطان! |
Pixy Stix şekerlerini öğrencilere rüşvet olarak veriyor. | Open Subtitles | انها ترشي الطلاب بحلوى بيكسي ستكس |