"بحماس" - Traduction Arabe en Turc

    • şevkle
        
    • hevesli
        
    • heyecanla
        
    • hevesle
        
    • heyecanlı
        
    • tutkuyla
        
    • heyecanlıyım
        
    Sizin için bir şeyler yapmalarını istediğinizde, bunu şevkle yapıyorlar. Open Subtitles وعندما تطلب منهم ان يحضروا شيء لك يفعلون ذلك بحماس
    Bence bu çok hoş bir hikayeydi ve çok iyi anlattın, büyük bir şevkle. Open Subtitles حسناً ، أعتقد أنها كانت قصة رائعة جداً وأنت راوي جيد وتروي بحماس
    Yaptığımız spiralle hastaları başarılı bir şekilde tedavi ettikten sonra, kendimizi gerçekten çok hevesli hissettik. TED بعد علاج المرضى بنجاح باستخذام اللفائف خاصتنا، شعرنا بحماس قوي.
    Dr. Pesce, sizden büyük heyecanla bahsetti, San Pablo'ya hoş geldiniz. Open Subtitles تكلّم الدّكتور بيسياس بحماس جدا عنكم لذا، مرحبا بكم في سان بابلو
    Üniformayı görüp hapse tıkılma tehdidiyle karşı karşıya kalınca bu çıtır genç yavrular teklif edeceğim her türlü alternatifi hevesle kabul ediyorlar. Open Subtitles نظره واحدة على زيي الرسمي بجانب التهديد بالحبس هو كل ما يتطلبه الامر ليصبحوا خاضعين لي فتوافق بحماس على أي بديل
    Çok heyecanlı. Open Subtitles كانت يتكلم بحماس
    Bu bölgedeki müdahaleye karşı çok tutkuyla yazmana rağmen... bu nasıl oluyor? Open Subtitles كيف حولت مسارك من الكتابة بحماس إلى التدّخل في شؤون هذه المنطقة؟
    Benim Dünya'daki en büyük numara(dublörlük) olarak değerlendirdiğim şey hakkında bugün sizinle konuşma şansını elde edebildiğim için inanılmaz derecede heyecanlıyım. TED أشعر بحماس شديد للفرصة التي أُعطيت للتحدث هنا اليوم عن ما أعتقد أنه سيكون المغامرة الأكبر على وجه الارض
    Bence bu çok hoş bir hikayeydi ve çok iyi anlattın, büyük bir şevkle. Open Subtitles حسناً، أعتقد أنها كانت قصة رائعة جداً وأنت راوى جيد وتروى بحماس
    Tabii, uyandığı zaman bize büyük bir şevkle yardım etmek isteyeceğinden eminim. Open Subtitles أجل، طبعًا إذا أفاقت فستودّ مساعدتنا بحماس مُطلق.
    33 yıllık sürgün sonrasında, Libya’ya geri döndüm ve benzersiz bir şevkle kapasite oluşturma üzerine, liderlik becerilerinde insani gelişim üzerine seminerler düzenlemeye başladım. TED بعد فترة 33 عاماً في المنفي، عدت الي ليبيا شاعرة بحماس فريد من نوعه، بدأت بتنظيم ورشات عمل لبناء القدرات، في التنمية البشرية لمهارات القيادة.
    Sivil haklar konusunda en azından hevesli görünmesi gerekiyor. Open Subtitles إنه على الأقل ينظر إلى الحقوق المدنية بحماس.
    İsteksiz bir orospu çocuğu olmana rağmen bazen gayet hevesli oluyorsun. Open Subtitles بالنسبة لشخص كاره إبن عاهرة، إنك محق بحماس بعض الأحيان.
    Atlas hevesli bir şekilde itaat etti, fakat Herkül yine yerleri değiştirerek onu kandırdı ve elinde elma ile kaçtı. TED استجاب "أطلس" بحماس كبير، لكن "هرقل" خدعه ليبدل مكانه معه مجدداً، ومن ثمّ هرب ومعه التفاحات.
    Bu arada herkes Bayan Willett'in heyecanla organize ettiği ruh çağırma seansında olacağı için, gelişini kimse görmeyecekti. Open Subtitles حينما كان الجميع مشغولا بجلسة الويجا والتى نظمتها بحماس السيدة ويليت
    Kızım, Pro-Bükme arenasındaki başarılarından heyecanla söz etti. Open Subtitles حسنا. أخبرتني إبنتي بحماس كل شيء حول نجاحك في حلبة التسخير المحترف
    Ama seni seviyorum ve anlatacaklarını duymayı heyecanla bekliyorum. Open Subtitles لكن، أنا أحبك انا أتطلع بحماس لسماع ما لديك لقوله
    Bu harika dans şovu Hum Kisise Kum Nahin'i izlemek için herkes hevesle televizyonlarını ayarladı! Open Subtitles الجميع ضبطوا تلفازاتهم بحماس على برنامج الرقص المدهش هذا هم كيسى كم ناهين
    Çocuklar büyük bir hevesle sığınak yapılmasına yardım etti ve gidecek başka yeri olmayan 5.000 kişi olduğu yerde kaldı. TED الأطفال الصغار يساعدون بحماس في بناء الملاجىء، وحوالى خمسة ألآف ساكن ، بدون أي مكان آخر يذهبون إليه، ببساطة بقي هذا الوضع.
    Aslında daha heyecanlı bir tonla söyleyecekti. Böyle, "Ne!" Open Subtitles لقد قصد ذلك بحماس اكبر مثل"ماذا!"
    Bugün Birmanya'daki çok az insanın görmeyi umduğu bir gündü, tüm ülkede unutulmayacak sahneler yaşandı, binlerce insan 40 yıllık aradan sonraki ilk seçimlerde oylarını atmak için heyecanlı bir şekilde sıraya girdiler ve şu an Life'ta size ilk sonucu bildirmek istiyoruz. Open Subtitles هذا يوم قليل من الناس في (بورما) توقعوا أنهم سيشهدوه، عبر البلاد، مشاهد رائعة، الآلاف من الناس مصطفين بحماس لكي يدلوا بصوتهم
    Ancak vizyonunuzu tutkuyla, çok güçlü bir şekilde iletmelisiniz ki herkes amacın ne olduğunu bilsin ve hareketi bu hedefe biraz daha yaklaştıracak bir şeyler, bir adım bulsun. TED لكنكم أوصلتم رؤيتكم بحماس وقوة لدرجة أن كل واحد يعرف ما هو الهدف ويمكنه تقديم شيء ما أو القيام بخطوة تحمل الحركة خطوة أقرب نحو الهدف.
    - Anlayacağınız çok heyecanlıyım. - Lanet. Open Subtitles أتعلم, اشعر بحماس كبير الآن هذه, حماقة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus