hayatını biraz idame ettirmeni sağlayabiliriz. Bu da oldukça iyi bir şeydir. | Open Subtitles | لو استطعنا مساعدتكِ على التحكّم بحياتكِ أكثر قليلاً، لكان هذا كافياً د. |
Patronunu etkilemek için hayatını tehlikeye atmanı anlamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أنكِ تخاطرين بحياتكِ لتعجبي رئيستكِ في العمل |
Onlar her istediklerini yaparak rahatlarlarken, sen onların işini yapmak için hayatını riske atıp durdun. | Open Subtitles | حتى يتمكنوا من وضعكِ خلف ظهرهم والقيام بكل مايريدون و أنتِ قمتِ بفعل ذالك وخاطرتِ بحياتكِ للقيام بعملهم |
Hakkındaki her şeyi, Hayatında olan biten her şeyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء عنكِ ومالذي يجري بحياتكِ |
Onun öldüğüne inanarak hayatına devam et. | Open Subtitles | استمري وحسب بالإعتقاد أنها ميتة، و امضي قُدما بحياتكِ |
Kemirile kemirile ölmek istiyorsan bu senin kararın ama Hayatının farelerden daha önemli olduğunu düşünüyorsan onları öldürmelisin. | Open Subtitles | ولووددتىالموتجرّاءآلاف العضات، فهذا قراركِ. ولكنّ لو كنتِ مُهتمة بحياتكِ ، أكثر من حياة الفئران، حينئذٍيجبعليكِأنتقتليهم. |
- Ne yapayım? - Kaç hayatım! Yaşamak için kaç! | Open Subtitles | ماذا أفعل - إهربي عزيزتي فقط إنجي بحياتكِ - |
O gün onu hayatın pahasına koruyacağını söylemiştin ama şimdi onu öldürmek için bir şans kolluyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ذاك اليوم الذي قلتِ بأنك ستحميه بحياتكِ أليس كذلك؟ |
Sen onları uyarmak için hayatını riske attın ve de haklıydın. | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتكِ لكي تحذرينهم وكنتِ على حق |
Belli bir yaşa gelince hayatını düşünmeden edemezsin. | Open Subtitles | , عندما تصلين إلى عمر محدد , لا يمكنكِ التوقف عن التفكير بحياتكِ |
hayatını tehlikeye atmaya değmez. | Open Subtitles | إنها شيءٌ لا يستحقُ أن تخاطري بحياتكِ من أجله |
Bize evinin kapılarını açtın, ateşinin sıcaklığını verdin ve hayatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | قدّمتِلنابيتكِمأوى، ودفءناركِ، وخاطرت بحياتكِ من أجلنا. |
Başka birini kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atacak kadar önemsiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تهتمين لدرجة المخاطرة بحياتكِ لتحاولي إنقاذ شخص آخر |
Benim demek istediğim, sadece kendi hayatını tehlikeye atmadığındı. | Open Subtitles | وجهة نظري، أنتِ لا تُخاطرين فقط بحياتكِ. |
hayatını temel ihtiyaçlarını gidererek sürdüreceksin. | Open Subtitles | لكي يجعلك تعودين بحياتكِ إلى الاساسيات المطلوبة |
Hayatında benim gibi birisinden daha iyisini hak ettiğini düşündüm. İncinmişim. | Open Subtitles | حسبتُ أنّكِ تستحقّين شخص أفضل منّي بحياتكِ. |
Ve ben dün gece, senin bu boş, acınası Hayatında asla hissedemeyeceğin bir sevgiyi hissettim. | Open Subtitles | ولم ولن تشعري بحياتكِ الفارغة الحزينة .نوع الحب الذي شعرته به الليلة |
Hayatında soluk ve garip şekilli bir boşluk olabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد خلت أنّك تحظين بمخلوق شاحب غريب أطوار بحياتكِ |
Neden bunu geride bırakıp hayatına devam etmedin, ki ben de öyle yapayım. | Open Subtitles | لمَ لمْ تستطيعي نسيان هذا فحسب والمُضيّ بحياتكِ حتى أفعل المثل؟ |
Biz gidelim ve böylece sen de hayatına devam edebil. | Open Subtitles | سنرحل الآن كي ندعكِ تمضين بحياتكِ |
Sonrasında hayatına devam ediyorsun. | Open Subtitles | و من ثم ، عليكَ المضي بحياتكِ. |
Senin Hayatının yeni bölümüne başladığını izlemek bana yeni bir sayfa açmak için ilham verdi. | Open Subtitles | أعني مشاهدتك تبدأين فصلاً جديداً بحياتكِ... و قد ألهمني ذلك أن أبدأ حياتي |
- Rose. Memnun oldum, Rose. Yaşamak için savaş! | Open Subtitles | تشرفت بمعرفتكِ يا "روز" اهربى بحياتكِ |
Gardiyan, parşömeni ele geçirince onu hayatın pahasına korumanı istiyor. | Open Subtitles | كلاّ ، حينما تحصلي على اللـّفيفة، فـ(الصائن) يودكِ أنّ تحميها بحياتكِ. |