Görünüşe göre peder elini bir kazada kaybetmiş, ve gümüş kanca taktırmış. | Open Subtitles | يبدو أن الواعظ فقد يده في حادثة و تم إستبدالها بخطاف فضي |
"Cambridgeli araştırmacı kitap fuarında iken kanca ile bağırsakları deşildi." | Open Subtitles | "لقد تم نزع أحشاء تلميذ (كامبريدج) بخطاف في جولة كتاب" |
Şeker Adam'ın kimliğine bürünerek... kurbanlarını bir kanca ile öldürdü. | Open Subtitles | مما جعلها تنتحل شخصية، (كانديمان) وتقتل ضحاياها بخطاف |
Kölelerin iskelede kırbaçlanması için kolları bir kancaya bağlanır ve ayaklarına da 25 kiloluk ağırlık bağlanır. | Open Subtitles | عندما يجلد الرقيق على أرصفة الميناء أيديهم مربوطة بخطاف على رافعة وثقل وزنه 25 كجم |
Sinek balıkçılığında asıl mesele, tüylerle birlikte diğer şeylerin de bir kancaya bağlanmasıdır. | Open Subtitles | ذبابة صيد الأسماك عبارة عن ربط الريش وأشياء أخرى بخطاف السنارة |
Elini bacağımdan çekmezsen, tuvalete çıktığında kıçını bir kancayla silmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | وان لم تبعد يدك عنى فسوف ابدلها لك بخطاف فى المرة القادمة |
Gerçek beyin cerrahı, Sussman'ın cesedinin kafatasının arkasından kancayla asılmış olduğunu gizlemek için olay mahallini tekrar mı düzenlemiş? | Open Subtitles | هل جرّاح الدماغ الحقيقي، عدل مسرح الجريمة؟ أخفى أي دليل على أنّ رأس "ساسمن" كان معلقاً بخطاف في مؤخرةِ جمجمته. |
Kolunu koparıp yerine bir kanca takacağım. | Open Subtitles | (سأقتلع ذراعك و أستبدلها بخطاف... |
Cassidy, şu an erkek arkadaşım, kocamı işkence odasında kancaya asmış hâlde. | Open Subtitles | ،كاسيدى"، فى الوقت الراهن" ،خليلى لديه زوجى معلق بخطاف فى غرفة تعذيب. |