İlk defa düşünmeye başladım, "Ben burada ne arıyorum?" diye. | Open Subtitles | للمرة الاولى بدأت افكر ما الذي افعله هنا؟ |
O gece şu "eski" faktörünü düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لاحقاً بتلك الليلة, بدأت افكر بـ عامل الرفيق السابق |
Bir gün, olabilecek tüm kötü şeyleri düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت افكر في ابشع الاشياء التي من الممكن ان تحدث لنا |
Bu ilişkinin bir hata olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | انا بدأت افكر ان هذه العلاقة هي امر خاطئ |
Bak, bahsetmek istedim ama sonra doğru olmayabileceğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | أردت ان افعل .. ولكن فقط بدأت افكر في انه ليس بالعمل الصائب ان اقول لك |
Bende bir sorun mu var diye oturup düşünmeye başladım. | Open Subtitles | انا في الحقيقة بدأت افكر لو ان هناك خطب ما بيّ |
Çok fazla. Kaçak avlanmadan olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | كثير جدا انا بدأت افكر انه ليس صياد غير قانوني |
Kim olduğunuzu bilmiyorum; ama başından beri yalan söylediğinizi düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لا أعلم من أنتم يا قوم ولكني بدأت افكر أنتم كنتم تكذبون علينا من البداية |
Dün gece annenle samimi bir konuşma yaptık ben de düşünmeye başladım sen, ben ve aile. | Open Subtitles | حظيت تكلمت مع والدتك كلام صريح بعض الشيء البارحه و بدأت افكر للتو بخصوص |
İkinizden birinin Noel'de size verdiğim Madeleine Albright biyografisini okuduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | انا بدأت افكر انه لا احد فيكما قرأ سيرة مادلين اولبرايت التي اعطيتها لكما من اجل عيد الميلاد |
Theo'yla kargo bölümünde gitsem diye düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت افكر انه علي الذهاب عبر البضائع مع ثيو |
Gittikten sonra, yürüyordum ve babamı düşünmeye başladım, gerçekten utandım Marn. | Open Subtitles | بعد ان غادرت كنت فقط اتمشىو .. تعرفين .. بدأت افكر في اموري القديمة |
Bu işin bizim planladığımız şekilde yürümeyeceğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت افكر بان هذا لن يعمل بالطريقه التي نريدها |
- Sen yakalandıktan sonra biraz daha farklı düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ماذا؟ بعد ان تم الامساك بك بدأت افكر خارج الصندوق قليلاً |
Ve sonra Kate'i düşünmeye başladım, ve beni bir bütün hissettirdiği ilk anı. | Open Subtitles | "وبعد ذلك بدأت افكر بكايت"، ومع بداية الفجر جعلتني أَبْدو أكثرَ هدوءً |
Bunu kasıtlı olarak yaptığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت افكر بأنك فعلتي هذا عن قصد |
Ama kendimin bu tatsız şeylerden biraz uzak olduğumu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ولكن انا بدأت افكر اني محصنة قليلا |
Bizim "imkanı olmayanların avukatı"nın birisini kaçırdığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت افكر أن محامي الرجل الصغير قام بخطف أحد |
Senin kaykaydan daha eğlenceli olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت افكر انك اكثر متعة من لوح التزحلق |
Belki de yoktur diye düşünmeye başlıyorum artık. | Open Subtitles | أنا بدأت افكر ربما ليس لدي |
Hey, bir daha seni göremeyeceğimi düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أهلاً , لقد بدأت افكر أني لن أراك مجدداً أبداً |