Ama bu sabah sirenler çalmaya başlayıp da ondan haber alamayınca endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | لكن عندما سمعت صفارات الإنذار هذا الصباح، و لم أسمع صوته بدأت بالقلق |
Bütün gece eve gelmeyince endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | عندما لم يعد للمنزل طوال الليل بدأت بالقلق عليه |
Siz geldikten sonra endişelenmeye başladım. Geçen günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بدأت بالقلق بعد أن جئت لمنزلي قبل أيام، أتذكرين؟ |
Bay Mike Hunt için bir kaç mesaj bıraktım. endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد تركت عدة رسائل للسيد مايك هنت لقد بدأت بالقلق |
Bree için endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | (بدأت بالقلق بشأن (بري |
Doğrusu,İş inada bindiği için biraz endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | للحقيقة لقد بدأت بالقلق فعلا عندما تصل الامور للعناد |
Polisler beni cesetle birlikte bulacakları için endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالقلق بسبب أن الشرطــة كانت ستجدني مع الهذه الجثــة، |
Bilmiyorum, Chris. endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | لا أعرف ياكريس، وقد بدأت بالقلق |
Sonra endişelenmeye başladım. Bu da ağrıyı arttırdı. | Open Subtitles | ثم بدأت بالقلق و ذلك ما جعل الالم أسوء |
Hadi ama, senin hakkında endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | هيّا أنا بدأت بالقلق عليك يا رجل. |
Ama sonra endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | لكني بدأت بالقلق |
Biraz endişelenmeye başladım, Frank. | Open Subtitles | لكنني بدأت بالقلق بعض الشيء هنا يا (فرانك) |
Toby, lütfen, seninle gerçekten konuşmam gerek. Senden hâlâ haber alamadığım için endişelenmeye başladım. | Open Subtitles | مرحباً، (توبي) أنا أحتاجُ فعلاً أن أتحدّث إليك، أنا بدأت بالقلق لأنّي لم أسمع منكَ |
endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | .بدأت بالقلق |
endişelenmeye başlamıştım ve sonra sen yaralanınca seninle ilgilenmenin görevim olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد بدأت بالقلق وبعدها عندما أصبت ظننت بأنه نداءٌ لي للإعتناء بك والإكتراث لك |