İşte şimdi Oort Blulutu'ndayız, güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza, gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz. | TED | نحن هنا على سحب أوورت، خارج النظام الشمسي، بدأنا نرى أن الشمس قد دخلت في مجال الرؤية وتحركت باتجاه الكوكب. |
Demek istediğim iş, geri dönüşüm ve enerji tasarrufunda bazı büyük sorunları görmeye başlıyoruz. | TED | أعني أننا بدأنا نرى بعض المشكلات الكبيرة المتعلقة بأمور مثل قطاع الأعمال, إعادة التدوير و توفير الطاقة. |
Gerçek zamanlı enerji ölçümü gibi mükemmel teknolojilerin aciliyetini görmeye başlıyoruz. | TED | بدأنا نرى ظهور تقنيات رائعة مثل مؤشر مستوى الطاقة في الزمن الفعلي. |
Çok geçmeden, tüm dünyada binlerce sanatçının AIR-INK kullanmaya ve buna benzer sanat eserlerinin ortaya çıkmaya başladığını görmeye başladık. | TED | بدأنا نرى في الحال، أن الآلاف من الفنانين حول العالم بدأوا في استخدام إير إنك، وبدأت أعمال فنية كهذه بالظهور. |
1990'larda, çok daha büyük bir tür hafıza problemi görmeye başladık. | TED | في التسعينات، بدأنا نرى نوع حتى أكثر تطرفاً من مشكلة في الذاكرة. |
Yurttaş 14'ün ikinci ve son cildinden kurtarılan bu sayfada bir kadının varlığını görmeye başlıyoruz, güzel, ruhani, ona OpalIşıma ismini vermiş. | Open Subtitles | هل هذا لوح مُجدد من الإصدار الثاني و الأخير لقد بدأنا نرى حضوراً أنثوياً |
(Gülüşmeler) Bir çoğumuz için, cep telefonları gerçekten bizlerin bir parçası olmuş durumda ve bizler şimdilerde cep telefonlarının getirdiği sosyal değişimi görmeye başlıyoruz. | TED | (ضحك الجمهور) بالنسبة للكثير منا فالهاتف الخليوي أصبح فعلا مايشبه امتدادا لأنفسنا، وحقيقة بدأنا نرى التغيرات الاجتماعية التي يمكن أن يحدثها الهاتف المحمول. |
Laboratuvarımızın dışında, toplumda da değişim izleri görmeye başladık. | TED | وخارج جدران مختبرنا بدأنا نرى بوادر التغيير في المجتمع |
Eşim ve aynı zamanda ortağım olan Dr. Alexandra Heath ile birlikte hastaları görmeye başladık. | TED | أنا وزوجتي وشريكتي، الدكتورة ألكسندرا هيث، بدأنا نرى المرضى. |
Ancak oraya ilk geldiğimiz yerleri görmeye başladık ve bu merkez onlardan biriydi çünkü koçluk temel konular üzerinde çalışmayı öğrenmede yardım ediyor. | TED | لكن بدأنا نرى إولى الأماكن التي كانت تحقق ذلك، وهذا المركز هو إحداها، لأن التدريب ساعد في تعليمهم تنفيذ الأساسيات. |
Ama oğlumuz kanserden öldükten sonra her şeyi farklı görmeye başladık. | Open Subtitles | بعدما مات ابننا بالسرطان، بدأنا نرى الأمور بنحوٍ مختلف |
Tarihi kayıtlara göre, değişmeyecek ama sen de söyledin, bazı değişiklikler görmeye başladık. | Open Subtitles | وفقاً للسجل التاريخى , لن تتغير لكن أنت قلت ذلك بنفسك, نحن بدأنا نرى التغييرات |