En son olay on yıl önceydi. başından temizleyeceksin. | Open Subtitles | حدث هذا أخر مرة منذ 10 سنوات يجب أن توقف الأمر في بدايته |
Özür dilerim. Bir filmi başından sonuna kadar izlemem lazım. | Open Subtitles | حسنا، أنا آسف أنا يجب أن أشاهد فيلما من بدايته وحتى النهاية |
Yumrular, bir hastalığın erken belirtisi anlamına geliyor olabilir. | Open Subtitles | هذا يعني أن هذه العقد هي أعراض لمرض ما في بدايته |
Işık sayesinde kainatın geçmişine bir yolculuğa çıkabilir her şeyin nasıl başladığını keşfedebiliriz ve nihayetinde ışığın bize nasıl can üflediğini görebiliriz. | Open Subtitles | من خلال الضوء نستطيع من العودة الى الوراء عبر تأريخ الكون بكامله ونكتشف كيف هي بدايته |
Yani tam tersi, orada başta zorlanıyorsun, ama sonra alışıyorsun. | Open Subtitles | هناك , يكون الوضع صعباً في بدايته ثم ما تلبث أن تدخل ضمن ما يجري |
Çiftleşmeyi başarmış dişilerin işi ise daha yeni başlıyor. | TED | حتى الأنثى التي كان تزاوجها ناجحًا، فعملها يكون فقط في بدايته. |
Eğer hastalık belirtileri başlamadan önce erken teşhis konulsaydı evet. | Open Subtitles | لو كانَ هناكَ إشتباه بالمرضِ عند بدايته قبلَ أن تظهر الأعراضٌ على المريض |
Bu bölgeyi baştan sona kuşattık. | Open Subtitles | لقد قمنا بتغطية هذا المكان بأكمله من بدايته الى نهايته |
Şu anda gördüğünüz ve duyduğunuz her şey üç boyutlu görüntü ve muhteşem bir ses düzenine sahip. Ama bu sadece bir başlangıç. | TED | وهو يُعرض برؤية ثلاثية الأبعاد وتقنية الصوت المحيطي لما تشاهده وتسمعه الآن، ولكن هذه مجرد بدايته. |
Fakat Dövüş Kulübü sadece Dövüş Kukübünün başladığı ve Dövüş Kulübünün bittiği saatler arasında var. | Open Subtitles | لكن نادي القتال موجود فقط خلال الساعات بين بدايته ونهايته |
Hayır. Tüm rotayı başlangıçtan bitişe kadar koşmuş. | Open Subtitles | لقد اشترك في السباق من بدايته حتى نهايته |
sadece bu projenin başından beri olduğumdan değil, fakat bütün serginin güvenlik müdürü benim. | Open Subtitles | ليس فقط لأنني كنت أعمل على المشروع منذ بدايته أنا الأمينة التي حفظت المتحف بكامله |
yine de, projenin başından beri sadece ben değilim, yine de bütün gösteriyi kimin koruduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | بالإضافة, ليس فقط كنت أعمل على المشروع منذ بدايته ولكننا الإثنان نعرف من الذي كان الأمين على هذا المعرض بكامله |
erken yakaladık, başaracaksın. Ama savaşman gerek. | Open Subtitles | اكتشفنا المرض من بدايته وستنجو منه لكن عليك المقاومة |
erken evrenin bunun gibi, mükemmele yakın derecede tekdüze ve duman gibi göründüğünü düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تفكر بالكون في بدايته كهذه البحيرة على نحو كمل وناعم |
Onu durduracaksak, işe nereden başladığını bilmemiz gerek. | Open Subtitles | إذا كنا ننوي إيقافه نحتاج لأن نعرف بدايته |
Hey, işe polis muhabirliğiyle başladığını biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعرفون أن بدايته كانت كمراسل للشرطة؟ |
Bir kızdan çok hoşlandığında ama ilk önce bunu bilmediğinde ve sonra eline geçen fırsatı kaçırdığında ve şimdi ilk başta artist sandığın ama iyi bir çocuk olduğunu sonra anladığın ve seni kollayan başka biri onunla ilgileniyorsa ve eğer şimdi kıza sarkar ve aralarını bozmaya çalışırsan hödüğün alası olacağını bilsen ne yapardın? | Open Subtitles | حسناً، ما الذي يجب عليك فعله عندما ،هناك هذه الفتاة التي تعجبك، ولم تدرك الأمر في بدايته ،وبعدها أفسدت فرصتك معها |
Aman canım, gece daha yeni başlıyor. Doldur bakalım. | Open Subtitles | بحق الجحيم الليل ما زال في بدايته ، أعطني المزيد |
OKB problem olmaz, ne olacaksa olsun dedim ve evliliğim daha başlamadan tamamen mahvoldu. | Open Subtitles | أن هوسي بالتنظيف لن يقف بالطريق، وأن مهما سيحصل سوف يحصل، وذلك الزواج أفسد تماماً قبل بدايته حتى. |
Evet, gerçek bir "baştan sona" yapacaksan beraber acile gitmeliyiz. | Open Subtitles | أوتعلمين؟ ، أجل ، إن كنت ستقومين بعمل حقيقي من بدايته لنهايته وجب علينا نحن الإثنتان أن ننزل إلى قاعة الطوارئ |
Aslında, belki de bu deney yüzünden Silikon Vadisi inovasyon konusunda müthiş bir başlangıç yaptı. | TED | في الواقع، قد تكون هذه التجربة هي السبب في كون وادي السيليكون انطلق في بدايته الكبيرة مع الإبتكار. |