Yurt dışında karşı koyamayacakları kadar büyük sahte bir hesap açacağız. | Open Subtitles | سنقوم بأعداد حساب خارجي وهمي بدرجة كبيرة ليكفي جعلنا لا نقاوم |
Bu mesaj zihnimizde kök salmıştı. O kadar ki büyüdüğümde kardeşimin olmasından utanmıştım. | TED | فتسربت الرسالة إلى أذهاننا بدرجة كبيرة حيث أني كنت أشعر بالإحراج أني أملك أخاً أصغر |
Peki bunu, ona biraz benzeyen bir adamın katil olduğunu düşünecek kadar çok istemiş olamaz mısınız? | Open Subtitles | لكن ألا يعقل أنك تريد ذلك بدرجة كبيرة بدرجة تجعلك ترى أنه القاتل حتى لو كان يشبهه بدرجة كبيرة؟ |
Şimdi, bu durumun o kadar da kötü olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | -الأن , أنا أعرف أن هذا ليس سىء بدرجة كبيرة |
Peki aklına hiç, isimlerini veremeyecek kadar yaralandıkları gelmiyor mu? | Open Subtitles | هل خطر على بالك انهم لربما مصابين بدرجة كبيرة لعدم اعطاء اساميهم ؟ |
Sence file çoraplar erkeklerin neden bu kadar hoşuna gidiyor? | Open Subtitles | لماذا الرجال يحبون الجوراب الشبكية النسائية بدرجة كبيرة ؟ |
Sen, bir insanı, onun için her şeyi yapacak kadar sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت ليس عندك فكرة معنى أن تحب شخص بدرجة كبيرة أنك سوف تعمل أى شئ من أجلهم |
O kadar sinirliyim ki onu öldürebilirim. | Open Subtitles | أنا غاضب بدرجة كبيرة لدرجة تُمكنني من قتله |
Başka bir deyişle, bu olayın tesadüfen gerçekleşme ihtimali yok denecek kadar az. | Open Subtitles | بعبارة أخرى، فرصة حدوث الأمر لمجرد الصدفة مستبعدة بدرجة كبيرة |
Polis olmayı bu kadar çok istediğim için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنني أريد أن أكون شرطي بدرجة كبيرة |
Bu şekilde, o uçuk mavi rüzgârlığın bana o kadar da yakışmadığını görmüştüm. | Open Subtitles | بهذا الشكل أكتشفت تلك السترة الواقية الزرقاء تقوم بأخفائي بدرجة كبيرة |
Ne kadar acıtıyor, bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | اقتلوه الأمر مؤلم بدرجة كبيرة جدا لا يمكنك تخيلها |
Düşünsene o kadar gizli bilgileri sızdırmışım. | Open Subtitles | من كل تلك المعلومات السرية التي تم تسريبها يا رجل كانت معلومات سرية بدرجة كبيرة |
İşe duygularını bu kadar karıştıramazsın. - Hep böyle dersin. | Open Subtitles | لا يمكنك التعلّق عاطفيّاً بدرجة كبيرة - دائماً ما تقول هذا - |
Bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | انا اعرف ان ذلك بدرجة كبيرة من السوء |
Ben de yeni anneyim, yani ne kadar heyecanlı ve zor olduğunu biliyorum ve kendi sağlığınızı da kollamanızın ne kadar önemli... | Open Subtitles | إنني لتوي امرأة حديثة العهد بالأمومة لذا أعرف كم هي أمور الحمل مثيرة بدرجة كبيرة وكم هذه الأمور هامة من أجل العناية بصحتكِ |
Yani Destiny bizim mekiği kullanabileceğimiz kadar yakında mı çıktı? Ne kadar elverişli. | Open Subtitles | إذن, "القدر" توقفت بدرجة كبيرة من القُرب لإستخدام المكُوك ؟ |
Böyle düşüneceğini sanmadığınız daha kesin babaerkil toplumlar olan Güney Kore, Hindistan, Çin gibi yerler de bile durum değişmeye başladi. buralardaki aileler artik eskisi kadar çok erkek çocuk tercihinde bulunmuyor. | TED | وفي أماكن لا يمكن لكم أن تتخيلوها ، مثل كوريا الجنوبية ، الهند و الصين ، المجتمعات المحافظة الصارمة بدرجة كبيرة بدأت في التحلل قليلاً ، والأسر لم تعد تفضل كثيراً أن يكون أول المواليد هم ذكور . |
Hayret edilecek kadar uygun! | Open Subtitles | مناسب بدرجة كبيرة |
İnanılmaz biçimde, neredeyse utandıracak kadar yaygınlar. | Open Subtitles | انهم حتى متشابهون بدرجة كبيرة |