Bana tahammül edemeyen kadınlarla en az bir düzine film çektim ama işi asla etkilemedi. | Open Subtitles | قمت بدزينة من الأفلام مع فتيات لا يُطيقونني وذلك لم يؤثر قط على عملي |
Bir düzine müşteriyi aradık ve hakkımızda çok iyi yorumlar yaptıklarını söylediler. | Open Subtitles | لقد اتصلنا بدزينة من الزبائن تقريبا وقد قالوا جميعا أنهم أعطونا علامات ممتازة |
Beklettiğim için üzgünüm. Bir düzine ister misiniz? Vay. | Open Subtitles | أسفة لإبقائكما تنتظران هل ترغبان بدزينة لتتشاطرانها؟ |
Rozetleri yok ettiler. Hepsini değil. Bir düzine kadarını kurtardım. | Open Subtitles | ليس جميعهم لقد احتفظت بدزينة |