7 yaşındaydım, ve beni arka bahçelerinde basketbol oynamaya davet etmişti. | Open Subtitles | كانت لدي 7 سنوات وقام بدعوتي للعب كرة السلّة أمام منزله |
Ben davet etti beni, birini pataklamak istiyorsan, onu patakla. | Open Subtitles | بين قام بدعوتي لذا ان كنت ترغبين بضرب احدهم اضربيه |
Benimde canım sıkkın patronum ailecek bizi birşeyler yapmaya davet etti. | Open Subtitles | اجل انا ضجر ايضاً رئيسي قام بدعوتي إلى مناسبة لعب الأطفال |
Kız kardeşinin beni de davet etmesi beni gerçek iyi hissettirdi, biliyor musun? | Open Subtitles | أجل . يجعلني أشعر بشكل جيد أن أختك قامت بدعوتي , أتعلم ؟ |
- Çocuksam, niye beni buraya çağırdın? | Open Subtitles | حسناً , اذا كنت مجرد طفلة لماذا قمتَ بدعوتي إلى هنا ؟ |
Ve bir dahaki konuşmamda, TED eğer beni davet ederse, neden cebinizde cep telefonu | TED | وبعد ذلك في مؤتمر تيد القادم، اذا قمتم بدعوتي سيكون حول لماذا لا يجب علينا وضع هواتفنا المحمولة في جيوبنا. |
Örneğin, bir risk sermayedarı beni hiçbir azınlık üyesi olmayan özel bir klüpte golfe davet etti. | TED | فمثلا، قام واحد من أصحاب المشاريع الرأسمالية بدعوتي إلى ناديه الخاص حيث لا وجود لأعضاء ينتمون لأقليات. |
Ve sanata aşık sizler beni gününüzü aydınlatmam için buraya davet ettiğinize memnun değil misiniz? | TED | ولأولئك الذين يعشقون الفنون منكم، ألستم سعيدين بدعوتي اليوم لأضفي الإشراق على يومكم؟ |
Merak ediyorum, eğer teli daha önce çıkarmış olsalardı, biri beni baloya davet eder miydi acaba? | Open Subtitles | أتمنى لو أقوم بإزالة الصفيح المعدني عن قريب، إذا قام أحد بدعوتي لحفل التخرج |
İki hanım evladı kafeste dövüşüyor... ama ben davet edilmiyorum, öyle mi? | Open Subtitles | انتم ايها السلفه تتعاركون ولا تقومون بدعوتي ? هذه أنانيّه |
- Şey seni bir baloya davet etmemle sonuçlanan uzun bir hikaye. | Open Subtitles | انهاقصةطويلة, و التي ستنتهي بدعوتي لك للذهاب معي إلى الحفل الراقص |
- Şey seni bir baloya davet etmemle sonuçlanan uzun bir hikaye. | Open Subtitles | انهاقصةطويلة, و التي ستنتهي بدعوتي لك للذهاب معي إلى الحفل الراقص |
"Güzel Şeyler Kulûbü" ne mi davet ediyorsun beni? | Open Subtitles | هل تقومي بدعوتي إلى نادي الأشياء الذواقة ؟ |
Ama elbette entelektüeller ve sanatçılara verdiği partisine beni davet etmez. | Open Subtitles | لكن بالطبع لا تقوم بدعوتي لحفلتها التي تمتليء بالأكادميين و و الفنانين. |
Kendisi, bizzat beni New York'da yapılacak hissedarlar toplantısına davet etti. | Open Subtitles | قام شخصيا بدعوتي للذهاب لنيويورك لإجتماع المساهمين |
Charlie beni yemeğe davet ettiğinde, ikimizin potansiyel bir çift olarak düşünmesi hakkında hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | عندما قام تشارلي بدعوتي للعشاء لم يكن لدي أدنى فكره بأنه يظن بأنننا من المحتمل أن نكون زوجين ملائمين |
Charlie beni yemeğe davet ettiğinde, ikimizin potansiyel bir çift olarak düşünmesi hakkında hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | عندما قام تشارلي بدعوتي للعشاء لم يكن لدي أدنى فكره بأنه يظن بأنننا من المحتمل أن نكون زوجين ملائمين |
Ben de beni davet etmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق حتى أنكِ لم تقومي بدعوتي |
Sanırım beni davet ettirmeyeceksin? | Open Subtitles | هل ينبغي ان لا افترض انك سوف تقوم بدعوتي للدخول ؟ |
Alan, beni buraya gizli bir amaç için mi çağırdın? | Open Subtitles | هل قمت بدعوتي إلى هنا بدافع خفي ؟ |
Ama müstakbel gelinim çağırdı. | Open Subtitles | لذلك قامت الفتاة التي ربما ستكون زوجة ولدي بدعوتي |
Beni öğle yemeğine çıkarmak istediğini söyleyen mesajını aldım. | Open Subtitles | رأيت رسالتكَ بدعوتي على الغداء. |