"بدلاً مِن ذلك" - Traduction Arabe en Turc

• Onun yerine
• Bunun yerine

Onlar daha uzun saatler çalışmanı istedi ama ben Onun yerine herkesin evine günde bir değil, iki defa gitmeni önerdim.
أنهم يريدونك أن تعملي ساعات إضافيه، لكن بدلاً مِن ذلك الذي أقترحته بأنك فقط تزورين الناس مرتين في اليوم الأن.

Onun yerine, aşağıda öğlen yemeği ikram ediyoruz.
بدلاً مِن ذلك. نَخْدمُه ليتغدّى بالطابق السفلي أوه.

Kişi sandığa içinde bir hazine bulma umuduyla yaklaşır, ama Onun yerine hiçbir şey bulamaz ve kendi kendine tuzağa düşer.
الشخص يَقتربُ من الصندوق متوقعاً إيجاد الكنزِ بداخله لكن بدلاً مِن ذلك لا يَجِدُ شيءَ ويَنحصرُ بسبب مشكلتِه

Kimse sana teşekkür etmedi. Bunun yerine piç herifler sana saldırdı. Yardımını istediklerinde davrandıkları gibi davranmadılar.
وهكذا لا أحد بجلك، لا أحد شَكرَك بدلاً مِن ذلك الحمقى الجهلة طردوك خارج بلدتِنا

Bunun yerine ilaç tedavini şekillendireceğiz ve egzersizlerine geri döneceksin.
بدلاً مِن ذلك, سَنُغيّرُ دوائَكَ وتعُودُ إلى تلك التمارينِ

Bu yüzden Onun yerine sana bu ufaklığı veriyorum.
لذا، بدلاً مِن ذلك أَعطيك هذا الرجلِ الصَغيرِ.

Onun yerine bu yağlı vücudu buldun ve onunla eşcinsel evliliği yaptın.
بدلاً مِن ذلك دَعوتَ هذا الجسمِ الناعمِ وأنت مُتَزَوّج شاذّه.

Dostum, seni buraya bana yardım edeceğini düşündüğüm için getirdim ama Onun yerine Hubble Teleskopu'nu andıran gözlüklerinin camında yansımamı izliyorum.
الرجل، أنا أخرجتُك هنا يُفكّرُك يُمْكِنُ أَنْ يُساعدَ ركودَي، لكن بدلاً مِن ذلك أُراقبُ صفري عَكسَ

O polis Onun yerine beni de vurabilirdi.
الشرطي يُمكنُ أَنْ يَأخُذَ ضَربَني بدلاً مِن ذلك.

Onun yerine tavuk tıkınıyorum.
بدلاً مِن ذلك أَجْلسُ هناك وجهي يحدق بالدجاجِ.

Bence Onun yerine birlikte geçirelim.
أرى أن نُمضى يوم الغد معاً بدلاً مِن ذلك

Balayımızda ben de bir tane alacaktım ama Maris kullanışlı değildir dedi ve Onun yerine tınlak aldık.
إشتريتُ واحد مثل ذلك تقريباً على شهرِ عسلي. فقط، ماريس إعتقدتْ بأنّها كَانتْ غير عمليَ لذا حَصلنَا على تلك أجراس الأوركسترا بدلاً مِن ذلك.

Yapmadı. Onun yerine Poppy denen kadına söyledi.
ذَهبَ إلى ذلك إمرأة Poppy بدلاً مِن ذلك.

Fakat hiçbirşey yapmayacağım çünkü Onun yerine düşünmeyi kesiyorum.
لَكنِّي أيّ شئُ أعْمَلُ ... ' سأَنتهي من التُفكيرُ في الموضوع بدلاً مِن ذلك.

Onun yerine oğlu açınca onunla konuşmuştur/ Ryan.
تَكلّمَ مع الولدِ بدلاً مِن ذلك. / رايان.

Onun yerine, Kaptan ve Tennille posterini astım.
أوه! رَفعتُ القائد وتينيل بدلاً مِن ذلك.

Ama Bunun yerine, zengin olmak için bana bu çocukların içini boşalttırdın.
لكن بدلاً مِن ذلك جَعلتَ أُصرّفُ أولئك الأطفالِ، ويمكن لذلك أن تكوني ثرية

Bunun yerine, aynı para şimdi büyük, modası geçmiş metal çöplere harcanacak.
بدلاً مِن ذلك الآن، ذلك المالِ سيتم إلغاءه، المعدن، الصلب

Bunun yerine Sandu, güvercinleri yol ayrımından önce izleyince farklı bir şey görüyor.
على أية حال، إذا بدلاً مِن ذلك يتحقق ساندو من الحمام مباشرة قبل الانقسام، يرى شيئا مختلفاً.

Ama Bunun yerine, neden adli tıp raporunda Margaret Whittaker'ın boğularak öldürüldüğünün yazdığını konuşmalıyız.
لكن بدلاً مِن ذلك نحتاج لمُنَاقَشَة التقرير الذي يَقُولُ أن (مارجريت ويتيكير) خُنِقت حتى الموتِ

Ama Bunun yerine G.D.'yi sular altında bıraktın.
دي . بدلاً مِن ذلك.