Bana iki dolar daha borçlusun. Moo shu pork'un fiyatı artmış. | Open Subtitles | أوه أنت تدين لي بدولارين آخرين سعر الموشو بلحم الخنزير أرتفع |
Sakıncası yoksa, sürümü yorduğun için iki dolar daha borçlusun. | Open Subtitles | أن لم يكن لديك مانع أنت تدين لي بدولارين لأنك أنهكت قطيعي |
Hey, señor. O bıçak sadece iki dolar. | Open Subtitles | ذلك السكينة بدولارين فقط يا سيدى |
- İki dolarlık indirim kuponun var. - Tamam, 2 dolar. | Open Subtitles | لقد حصلت على خصم بدولارين حسنا |
İki dolarlık benzin koydum zaten. | Open Subtitles | عبّأتها بدولارين |
Emeklikler evinde kızlar gecesi. İki dolara sınırsız cin ve peynir tabağı. | Open Subtitles | كحول بدولارين وكل مايمكنك اكله من الاطباق الحارقة تبدو خطة جيدة |
İstemiyor musun? Alt tarafı iki dolar, büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | إنّها بدولارين فقط ليس بالأمر الكبير |
Danny'den iki dolar aşağısına alabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني الحصول عليهم من محل "داني" بدولارين أقل. |
Ekstra peynirli iki dolar. | Open Subtitles | ذات الجبن بدولارين |
Ekstra peynirli iki dolar. | Open Subtitles | ذات الجبن بدولارين |
Bunlar iki dolar. | Open Subtitles | كيف حالك؟ هذه بدولارين |
Tamam, bana iki dolar borçlandın. | Open Subtitles | حسنا، أنت مدين لي بدولارين |
Tanesi iki dolar. | Open Subtitles | القطعة بدولارين |
Bir sürahi bira iki dolar. | Open Subtitles | كؤوس بدولارين. بيرة؟ |
30 gramı iki dolar. - Dr. Öz'ün programında gördüm. | Open Subtitles | بدولارين للأونسةِ الواحدة، شاهدتُ (ذلك ببرنامج دكتور (أوز |
- İki dolarlık fahişe gibi. Yang, o benim bileği kırık hastam. | Open Subtitles | كعاهرة تعمل بدولارين. (يانغ)، هذا كاحلي المكسور. |
İki dolarlık biralar var. | Open Subtitles | جعة بدولارين |
Gordana Kasap'ın bodrumunda bir adam asılı durumda ve iki dolara bilet satıyorlar. | Open Subtitles | حسناَ عام 1982 كان هناك رجل معلق في زنزانة في محل لحوم " قوردينو " وكان يبيع التذاكر بدولارين |
İki dolara ne alabilirim? | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن آخذ بدولارين ؟ |