hiç durmadan yürüsen de, kat edebileceğin mesafe hep aynıdır. | Open Subtitles | مهما كنت تمشي بعيداً ، نفس الطريق سيستمر بدون توقف |
Yılın geri kalanında bir daha sıçmak zorunda kalmamak için 24 saatlik süreçte hiç durmadan, bir yıllık tüm kakanı sıçabilmek. | Open Subtitles | القدرة على عدم التغوط لمدة عام كامل ثم تتغوط لمدة 24 ساعة كاملة بدون توقف ثم لا تتغوط مُجدداً باقي العام |
İçeri girer girmez, güm! hiç durmadan yaptık. | Open Subtitles | وما إن دخلت المنزل حتى بدأنا الممارسة بدون توقف. |
Johnny üç yıldır kesintisiz çalışıyordu, ve daha önce böyle bir sorunumuz olmamıştı. | Open Subtitles | جوني يعمل بدون توقف لمدة ثلاث سنوات ولم يسبق أن واجهتنا مشكلة مثل هذه من قبل |
Daha hızlı dedim, Durmak yok. Efendim. Korsanların sığınağına gittiğinizi sanıyoruz, doğru mu? | Open Subtitles | لقد قلت بسرعة , بدون توقف سيدي هل نفهم انك فى طريقك |
Bunlarla uğraşarak meşgul olmaya çalışıyor, ve devam ediyor hem de ara vermeden. | Open Subtitles | انها تحاول أن تشغل نفسها لكي تنسى وسوف تستمر وتستمر بدون توقف |
Bütün arabalar, durmaksızın korna çalıyorlar... tepelerde, çocuklar, bizi geçerken izliyorlar... biri bağırıyor, "işte isyancılar orada, bakın isyancılar orada... | Open Subtitles | جميع السيارات تدق أبواقها بدون توقف.. الأطفال من التلال يشاهدوننانذهب.. شخص ما يصيح، هناك يذهب المتمردين، |
Samaritan neden Shaw'ı bu Mutluköy'e getirdi bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أرى سببًا لقيام (السامري) بجلب (شو) بدون توقف إلى (البلدة الفاضلة). |
- hiç durmadan çaldılar. - Gerçekten heyecan verici değil mi? | Open Subtitles | طوال النهار, رنين بدون توقف حسناً, هذا مثير جداً, اليس كذلك ؟ |
İnsanlar hiç durmadan kendi problemlerini anlatıyorlar, ben de onlara pozitif düşünmelerini, kaderlerini çizmelerini söylüyorum. | Open Subtitles | يتحدث الناس عن مشاكلهم بدون توقف نقول للناس أن يفكروا بإيجابية يتصوّرون مستقبلهم |
Şu kapıdan çıkarız ve hiç durmadan yürürüz. | Open Subtitles | سنخرج من ذلك الباب ونبدأ في السير بدون توقف |
Şu kapıdan çıkarız ve hiç durmadan yürürüz. | Open Subtitles | سنخرج من ذلك الباب ونبدأ في السير بدون توقف |
Geri dönüyor, hava değişiminde hiç durmadan 22 mil koşuyor ve kalp krizi geçiriyor. | Open Subtitles | لذا عاد بعدها, ثم يغادر ثم يركض اثنان وعشرون ميلاً بدون توقف و يصيب نفسه بنوبة قلبية |
Bir hafta içinde hiç durmadan 1600 km tel kapladığımı bilirim. | Open Subtitles | لقد كنت اغلف 1600 كيلو متر اسبوعيا بدون توقف |
Bu şey üç yıldır kesintisiz çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الشيء يعمل بدون توقف لمدة ثلاث سنوات |
O TV'de son üç yıl kesintisiz çıktı. | Open Subtitles | يعرض هذا الأعلان على التلفزيزن لمدة ثلاثة سنوات بدون توقف |
Futbol sahasının etrafında 50 tur koş. Durmak yok. | Open Subtitles | "50" دورة بدون توقف حول ملعب كرة القدم |
Alfred seni doğruca eve götürecek. Hiçbir yerde Durmak yok. | Open Subtitles | سيأخذك (ألفريد) إلى المنزل مُباشرة بدون توقف |
" Devam ve devam " | Open Subtitles | بدون توقف |
" Devam ve devam " | Open Subtitles | بدون توقف |
- Kafasının içinde yüzlerce ses, durmaksızın, günün her dakikası. | Open Subtitles | مئات الأصوات في رأسها بدون توقف .. كل دقيقة وكل يوم |
Samaritan neden Shaw'ı bu Mutluköy'e getirdi bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أرى سببًا لقيام (السامري) بجلب (شو) بدون توقف إلى (البلدة الفاضلة). |