Bu yüzden, nerede yaşarsam yaşayayım ne kadar yaşarsam yaşayayım, beynimi anılarla doldurmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | لهذا كنت دائما أحاول ان أكون حريص أينما أقمت، أن أقيم أطول فترة ممكنة، الفراغات تمتلأ بذكريات |
Şimdi, anılarla kuşatılmışım meğer sen yokken bir korkakmışım. | Open Subtitles | الآن، احتضنت بذكريات لقد أصبح جبان. |
Çoklu kişiliğe sahip kurbanlar seçip beyinlerine başkalarının anılarını yerleştiriyor. | Open Subtitles | إنه يخطف ضحايا مضطربين بشخصيات متعددة و يغسل أدمغتهم بذكريات شخص آخر |
Yani orada bir yerde bozulmuş anılarını tekrar yaşıyor. | Open Subtitles | لذا هو في مكان ما بالداخل يتشبث بذكريات محطمة؟ |
Aileleri ile konuştuk, hepsi geçen hafta yıllar önce kaybetmiş oldukları çocuklarının hayalet anılarıyla boğuşmuşlar. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع العائلات في الأسبوع الماضي كلهم تم مطاردتهم بذكريات مخيفة لأطفالهم والمفترض أنهم فقدوا منذ سنوات |
Kaybettiğinin anıları hep seninle olacak ama ona karşı bir daha asla tutku hissetmeyeceksin! | Open Subtitles | سوف تحتفظ بذكريات ما خسرته لكنك لن تشعر ابداً بأي عاطفة نحوها |
O büyük dolapta çok güzel anılarım var. | Open Subtitles | مررت بذكريات عزيزة للغاية في تلك الخزانة الرئيسية |
Evet, sadece söylenenler bazı acı dolu anılarımı hatırlattı. | Open Subtitles | أجل، ولكن القاء الشكر ذكّرني بذكريات مؤلمة. |
Bu evin her köşesi, sevdiğim ve ölmüş insanların hatıralarıyla dolu. | Open Subtitles | كلّ بوصة في هذا البيت تعجّ بذكريات عن أناس قضوا نحبهم |
Yapma ama. Yanında hasta olduğum zamandan kalma anılar taşımanı istemiyorum. | Open Subtitles | بربّك، لا أريدك أن تحتفظ بذكريات عندما كنتُ مريضة. |
Eğer geçmişimi biliyor olsaydın bunun bazı kötü hatıraları hatırlattığını da bilirdin. | Open Subtitles | لو علمتِ شيئًا عن ماضيّ لأدركت أن ذلك ذكرني بذكريات سيّئة جدًّا. |
İşime burnunu sok, ben de seni kafan patlayana kadar sahte anılarla doldurayım, çünkü ben bu şekilde varım. | Open Subtitles | اعترض طريقي وسأملأ رأسك ... بذكريات مزيفة ، حتى تشتعل النار فيها لأن هذه هي طريقة وجودي |
Seni her zaman güzel ve tatlı anılarla anımsayacaktır. | Open Subtitles | هو سوف فقط يتذكرك بذكريات حلوة وناعمة |
Bir sürü tatsız anılarla dolu olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنه مليئ بذكريات تعيسة كثيرة |
O da oluşan eksikliği sahte anılarla ve hayallerle tamamlıyor. | Open Subtitles | إنه يصلحه الآن بذكريات وهمية وأوهام |
Eğer tüm kötü anılarını silebilirsek onların yerine sevgi ve yardım anıları yerleştirirsek cinayet işleme dürtüsünü de yok edebilirdik. | Open Subtitles | وإستبدالهم بذكريات من الحبّ والدعم هكذا يمكننا أن نزيل ميول "ويلارد" القاتلة |
Milwaukee'de konakladığına dair tatil anılarını kopyalayabiliriz. Biraz türbülansla dehidratasyon ve dezoryantasyona sebebiyet veren bir şeyler de ekleriz. | Open Subtitles | أقترح بأن نملآ عقله بذكريات للسفر ولعمله وصخبه عندما ذهب إلى هناك... وأن نضبط عقله لئلا يشك في أي شيء |
Pekala, Belki de Beth'in anılarıyla dolu, bir evden çıkmak onun için daha iyi olabilir. | Open Subtitles | حسنا, ربما الانتقال من منزل مليء بذكريات بيث قد يكون مفيدا له |
Aynen öyle ve senle birlikte bunun her sayfasını geçirdiğimiz yazın özel anılarıyla dolduracağız. | Open Subtitles | هذا صحيح, أنت وأنا سنملأ كل صفحة بذكريات مميزة من صيفنا معاً |
Bıçağı görmek kötü anıları canlandırdı. | Open Subtitles | رؤية السكين قد ذكرهتا بذكريات أليمة |
Ama benim harika anılarım var. | Open Subtitles | ولكنى أحتفظ بذكريات عظيمة |
Ben en samimi anılarımı paylaşıyorum ve Grizzly Adams yemek derdinde. | Open Subtitles | انا اشاركهم بذكريات صادقة و " جريزلي آدم " |
Genç oyuncuyla büyülenen kalabalık, yaşlı oyuncunun hatıralarıyla baştan çıkıyor. | Open Subtitles | التي يملكها الساحر الشاب المغري بذكريات الماضي المرسومة من والده العجوز |