Güzel olan hiçbir şeyi yiyemem. Yiyebileceğim tek şey sıvılaştırılmış keten tohumu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي استطيع تناوله هو اي سائل مع بذور الكتان |
Ayçekirdeği, üzüm çekirdeği, keten tohumu. | Open Subtitles | من بذور عباد الشمس و بذور العنب و بذور الكتان |
Eski "gözde keten tohumu" oyununa düştü. | Open Subtitles | إنطلى عليه أمر بذور الكتان في العين. |
keten tohumu ve sabır otu. | Open Subtitles | بذور الكتان والصبار |
İşyerindeki mutfaktan bir avuç baharatlı keten tohumu çaldım. | Open Subtitles | إسمع يا (غاس)، سرقتُ الكثير من بذور الكتان المُتبّلة هذه من مطبخ مكتبك. |