3 fıçı için 270 yerine 260 frank. | Open Subtitles | مائتين و ستين بدلاً من مائتين وسبعين، لثلاثة براميل |
10 fıçı çivi, 20 varil katran ve bütün bu aletler. | Open Subtitles | و عشرة براميل من المسامير وعشرون برميل من القار , و جميع هذة الادوات |
Birkaç varil benzin ve birazcık mermiyle şehri getirdiğim noktaya baksana. | Open Subtitles | انظر ما فعلته بهذه المدينة ببضعة براميل من الوقود وبضعة رصاصات |
1,000 paund nitrojen gübre ve varil varil dizel yakıt gitmiş. | Open Subtitles | 1000 جنيه من الأسمدة النيتروجينية واكثر من عشرة براميل وقود الديزل. |
Bir sürü bozuk jeneratör ve sayamadığım kadar boş benzin varilleri. | Open Subtitles | أجل، الكثير من مولدات الطاقة المنتهية و عدد لا أستطيع احصائه من براميل الوقود الفارغة |
Dolu fıçılar, herkes orada olacak. Sen de gelmelisin. | Open Subtitles | براميل من الجعة ، الجميع سيحضر يجب أن تحضروا |
Hiç eve geldiğinde bizi arka bahçene bira fıçısı yuvarlarken gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق و أن عدت إلى منزل لتجدنا نرمي براميل الجعه في فنائك الخلفي ؟ |
fıçıları nereden buluyorsun? | Open Subtitles | لا يمكنك الحصول على براميل كهذه من أي مكان |
Şimdiyse formaldehit içerisinde varillere tıkıştırılmış bir hâlde bataklıkta yüzüyorlar. | Open Subtitles | والآن يطفين في الفورمالدهايد ومحشورات في براميل منتشرة حول مستنقع |
Tanrı, birkaç fıçı içkiyi bu Hıristiyan kullarına bağışlayacak kadar cömerttir herhalde. | Open Subtitles | بالتاكيد السيد لديه الخير لانقاذ بعض براميل البيره لمسيحيين جيديين |
Barbar dostum, bir fıçı açalım da birbirimizin ruhunu kurtaralım. | Open Subtitles | هيا يا صديقي البربري سنفتح بعض براميل البيره و ننقذ ارواح بعضهم |
1 7.000 galon limonata, 60.000 sosisli sandviç; 2000 fıçı bira. | Open Subtitles | ألف وسبعة عشر جالون من شراب الليمون ستّون ألف مقانق مقلية ألفا من براميل البيرة |
-Üç fıçı, ve Şerif hepsine el koydu. | Open Subtitles | . هناك ثلاثة براميل من الخليط و عمدة البلده صادراهم |
En ucuz, en güvenli bir varil petrol, işgüzarlık yolu ile kullanılmayandır. | TED | وحتى براميل النفط الأقل سعرًا والآكثر أمانًا لا يتم استخدامها للحصول على الكفاءة في الطاقة |
20 varil için 100,000 dolar. Dikkat et, boş varil olmasın. | Open Subtitles | مئة الف دولار مقابل 40 برميل تأكد من عدم وجود براميل فارغة |
Binanın etrafına varilleri açıp içindeki demir parçalarını dökmüş. | Open Subtitles | فتح والدهما براميل برادة الحديد وأفرغها حول المبنى |
fıçılar dolusu yakutları olan bir adam, bir inci için hassas davranıyor. | Open Subtitles | تصور هذا ، رجل مثله ... لديه براميل من المجوهرات ويكون عاطفياً بالنسبة للؤلؤة |
Burasının barut fıçısı olduğunu düşünüyorum. Ve sizinkiler kibritle oynuyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنها براميل من البارود و أعتقد أنكم تلعبون بأعواد الثقاب |
O kamyonda havaya uçan eter fıçıları vardı ya? | Open Subtitles | تعرف براميل الاثير التي انفجرت في شاحنة المثلجات |
İşiniz bitince bunları varillere, varillere koydunuz, değil mi? | Open Subtitles | و لكنك كنت تضعهم فى براميل عندما تنتهى منهم ، ألم تكن العملية تسير بتلك الطريقة ؟ أجل |
Etkinlikler bira fıçılarını ve esrarı da içeriyor mu? Hayır. | Open Subtitles | النشاطات المتضمنة براميل البيرة و البانجو؟ |
Bu mülk ve içindeki herşey, bölmeler, mevcut mallar ve variller, satış zamanı şanslı alıcıya devredilecek. | Open Subtitles | :كُل هذة الملكية و ما تحتوية من اسهُم و براميل و ادوات سوف تُحول الي المُشتري سعيد الحظ بمُجرد البيع |
Parlak tank için yeterince temiz varilimiz varmı diyorum. | Open Subtitles | سألتك إذا كان لدينا براميل كفاية للخزان؟ |
Ama o dışarıda şarap varillerini taşıyor. Panik yapmayın. | Open Subtitles | لكنه في الخارج يقوم بتسليم براميل النبيذ |
Birini öldürmek istiyorsanız, şuradaki petrol varillerinin arkasına saklanmış arkadaşımızla başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | إن شئت قتل أحد، فابدأ برفيقنا المختبئ هناك وراء براميل النفط. |
Eğer bu şey gerçeğe dönüşürse, varili 60$ olan petrol basit birşey olacaktı. | Open Subtitles | سيقضي هذا على براميل بترول ب60 دولار إن وضع هذا الشيء محل التنفيذ |
Locksley'li bir fıçıcı bu işçiliği kimden öğrenir ki? | Open Subtitles | ... الأن أين تعلم صانع براميل (لوكسلي) هذا النوع من العمل ؟ |
Bu malların satış için yola çıkmadan önce yeni fıçılara konulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | هذه المواد يجب تفريغها، وتعبئتها في براميل نظيفة حتى يمكنني التفكير في شحنهم. |