| Bu benim aklıma... pembe elbiseli küçük bir kızın, bir lokma için sosisli sandviçe yapışması geliyor. | Open Subtitles | ذلك يحعلنى أفكر فى بنت صغيرة برداء وردى التصاق النقانق المقلية |
| Ayrıca kırmızı elbiseli bir adamın bacadan girip hediye dağıttığına inanıyordum. | Open Subtitles | كنت أصدق أيضاً وجود رجل برداء أحمر يهبط من المدخنة لتوزيع الهدايا. |
| Askısız elbiseli güzel bayan geçiyor! | Open Subtitles | سيدة جميلة برداء رائع ، تعبر السجن |
| Sen ve ben dışarı çıkıyormuşuz ve hazır olman çok uzun sürmüş bu kıyafetle çıkmışsın ve beğenmediğimi söylemişim. | Open Subtitles | وكنت تتأخرين كثيرا لتجهزي وخرجت برداء ,انا أخبرتك بأنه لا يعجبني ماذا ستفعلين؟ |
| Üç yıldır aynı kıyafetle mi dolaşmak? | Open Subtitles | لأنكِ عشتي طوال الثلاث سنين برداء واحد؟ |
| Tek bir kıyafetle nasıl idare edeceğim? | Open Subtitles | كيف سأعيش برداء واحد؟ |
| Yemin ederim ora... turuncu elbiseli biri vardı. | Open Subtitles | .. أقسم بأنه كان شخصٌ ما برداء سجناء برتقالي اللون ! |