"برفقة" - Traduction Arabe en Turc

• birlikte
• yanında
• beraber
• birlikteyim
• yle
• eşlik
• yanına
• yanındaki
• yanımda
• birliktesin
• beraberdim
• birlikteydi
• birlikteydim

Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin.
في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة ..

Seni koduğumun kırosu. Bebeğim karımla birlikte o dönme dolaptaydı.
أيها المخبول اللعين، كانت طفلتي في تلك اللعبة برفقة زوجتي

- Bak Nick, burada Juliette'in yanında kalmak istediğini biliyorum.
انظر, نيك اعلم بانك تريد البقاء هنا.. والمكوث برفقة جولييت

Bugün Noel. Karısı ve çocuğuyla beraber. Daha sonra gelecek.
إنه صباح عيد الميلا، إنه برفقة زوجته وطفله، سيأتي لاحقاً.

Git ve arkadaşınla birlikte ortadan kaybol. Tüm bunları unutalım, oldu mu?
اذهب ، اختفي برفقة صديقك وسننسى جميعاً هذا الأمر ، حسناً ؟

Geceyarısıyla, sabah saat 4 arası eşiyle birlikte evde olduğunu söylüyor.
يقول أنّه كان بالمنزل برفقة زوجته بين منتصف الليل والرابعة صباحاً

Sadece usül, hepsi bu.Ama onlara söyleyemediğim evli bir kadınla birlikte olduğum.
مجرد اجراء اعتيادي، ولكن لم استطع اخبارهم بأنني كنت برفقة امرأه متزوجه

Ben de fotoğraflardan birinde onu katille birlikte görürüm diye umuyordum ama yok.
كنت آمل أن يظهر في واحدة منها برفقة القاتل، لكن لم يحالفني الحظ

Üç arkadaşıyla birlikte oturmuş bu adama ne mesaj atacağını bulmaya çalışıyordur.
وهي الآن برفقة ثلاثة فتيات يتناقشن بخصوص ما يجب كتابته لهذا الشاب

Eğer aklını kullanıp, kızı filmle birlikte aşağı yollarsan karını geri alabilirsin.
إذن, عُد إلى صوابك. وأرسل الفتاة إلى هنا برفقة الفيلم. وستسعيد زوجتك.

Öyle şeyler yazan bir adamın yanında hiçbir kadın güvende değil.
لن تكون آي إمرأة بأمان برفقة من يكتب كلام كهذا ، و بالأخص على عربة القش

Bay Başkan, silah arkadaşlarımın yanında olduğumu göstereceğim.
سيدي الرئيس، أقف برفقة زملائيّ الملَّاحين.

Gemilerden birinden, denizaltı kayasının yakınlarında yavrusu ve yanında ona eşlik eden bir kavalyesi olan bir dişi balina görüldüğünü ve bunun bir eşleşme mücadelesine dönüşebileceğini duyduk.
سمعنا أن إحدى القوارب بُعيد اليابسة رصدت أنثى برفقة عجلها ومرافق، وهو أمرٌ لعله يقودنا إلى السّباق المحموم، نأمل ذلك،

Sadece birbirimizle beraber olmaktan ötürü çok iyi vakit geçirdik.
إن الأمر متعلق بقضاء الأوقات السعيدة والإستمتاع برفقة بعضنا البعض

Belki de Hugo ve Louise'le beraber köye gitmek daha akıllıca olabilirdi.
لربما كان من الحكمة أكثر الذهاب برفقة هيوجو و لويزا الى القرية

Arkadaşlarımla birlikteyim. Bize katılmak ister misiniz?
،أنا هنا برفقة بعض الأصدقاء أتود الإنضمام لنا؟

Bea, Ted Darby'yle çıktığını hiç kimseye söyledin mi?
"بي"، هل اخبرت احداً ابدا انك تخرجين برفقة تيد "داربي"؟

Belli özel günlerde, beni hoşnut edenlerinizin yanına... genç bir kız da verilecek.
في بعض المناسبات الخاصة هؤلاء هم من يسعدونني اكثر حتى من سعادتي برفقة سيدة صغيرة

Bak, hangi kıçı kırık kasabadan geldiğini ya da yanındaki Şeker Kız Candy kılıklı vampirin kim olduğunu bilmiyorum ama burası Dallas, bebeğim.
إسمعي ، أنا لا أعرف من أي بلدة قد جئتِ ، أو حتى برفقة أي من مصاصي دمـاء لكن هذه دالاس عزيزتي !

Dünyanın tüm denizlerini İspanyol kanıyla boyamış olan özenle seçilmiş en acımasız korsanlar da yanımda olacak.
برفقة طاقم اختير بعناية من القراصنة الأكثر قسوة. ‏. ‏.

Neden bu adamla birliktesin?
لماذا لماذا انت برفقة هذا الرجل؟

Özür dilerim tatlım, çok kaba bir hastayla beraberdim, kalbi zırt pırt durdu.
أعتذر يا حبيبتي فقد كنت برفقة مريض وقح ،استمر قلبه بالتوقف توفي الآن

Başka bir kızla birlikteydi. Meredith'ten de bahsetmiyorum.
لقد كان برفقة فتاة أخرى أنا لا اقصد ميرديث حتى

Kabul, kızla birlikteydim. Yaptığım hataydı.
أعترف أنّي كنت برفقة تلكَ الفتاه إنها كانت هفوة قرارية.