Saçım, Protestan saçı gibi dikildi ve ilk Komünyon kahvaltımı kustum. | Open Subtitles | وبـرز شعري مثل بروتستانتي وتقـيأت أول فطور رباني لي |
Eger birinin kilise yerine tapinaktan bahsettigini duyarsaniz Musevi ya da daha da kötüsü Protestan olabilir. | Open Subtitles | إذا سمعت شخص ما يتكلم عن المعبد بدلا من الكنيسة فهو إما أن يكون يهوديا او أسوأ من ذلك بروتستانتي |
Senin cesur, sert, kendini beğenmiş s.kik düşüncelerin beyaz, Anglo-Sakson, Protestan alfa erkeği üstâdların gibi dünyanın diğer yarısının nasıl yaşadığını bildiğini zannediyor. | Open Subtitles | الجريئون المتغطرس البرونزي يالها من امة حقيرة لانك ابيض ,الانجلوسكسون، بروتستانتي |
Tedirgin olmanızı anlıyorum. Ben de Protestanım. | Open Subtitles | أنا أفهم سبب ترددكم أنا أيضاً بروتستانتي |
O bir Quaker'dı. | Open Subtitles | كان بروتستانتي المذهب. |
Şeytana hizmet eden, Tanrısız bir Protestandı. | Open Subtitles | كان عبد الشيطان، بروتستانتي ملحد |
İçine berbat bir şeyler doldurulmuş hafif bir Protestan viskisi. | Open Subtitles | إنّها أسوأ زجاجة ويسكي بروتستانتي قدرت على إيجادها. |
Protestan dük ile anlaşırdım. Bu bütün Katolik asilleri kızdırır. | Open Subtitles | صفقة مع دوق بروتستانتي سوف تُغضب كل نبيل كاثوليكي |
Fermana resmen karşı gelecek Protestan bir Asil'e ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أحتاج نبيل بروتستانتي يعارض الفتوى، بشكل علني |
Katolikler tarafından kuşatılmış küçük bir Protestan varlık. | Open Subtitles | بروتستانتي ضعيف محاط بـ كاثوليكيين أقوياء |
Nesiller boyu, tartışmalı bir bölgeydi. Güneyde Katolik cumhuriyetçiler ve birlikçi Protestan toplumuyla 30 yılı aşkın süre İngiliz askerlerin sokaklarda dolaştığı yüzlerce yıllık bir tartışma. | TED | لأجيال، كانت مكانًا للنزاعات. أكبر جمهورية كاثوليكية في الجنوب وأكبر مجتمع بروتستانتي موالي لبريطانيا مئات السنين من الصراعات، القوات البريطانية في الشوارع لمدة 30 سنة. |
Gerçek bir Protestan gibi konuştun. | Open Subtitles | تتكلمين مثل بروتستانتي في الحقيقة |
Daha kötü. Bir Protestan. | Open Subtitles | بل أسوء من ذلك بكثير, بروتستانتي |
Kralınız açıkça Protestan olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | يزعم ملكك على الملأ أنه بروتستانتي |
Eğer annen aklı başında Limerickli bir adamla .evlenseydi kuzey İrlandalı Protestan bir saçın olmazdı, biz de geç kalmazdık. | Open Subtitles | إذا تزوّجـت أمّـك رجــل أيرلندي مناسب ومحترّم لمـا كان لديـك شـعـر أيـرلنـدي شـمالي ! بروتستانتي مُنتصب، ولن نتأخر حينها |
Az kalsın Protestan bir sempatizan onu öldürülecekti, bu yüzden Dışişlerindeki arkadaşlarımız onu Oz'da saklamamızı istediler. | Open Subtitles | و قاربَ أن يُقتَل على يدِ مُتعاطفٍ بروتستانتي لِذا أصدقاؤنا في وزارَة الخارجيَة طلبوا مِنها إخفائهُ في سجنِ (أوز) |
Protestan bir başkanımız var. | Open Subtitles | لدينا رئيس بروتستانتي |
- Protestan isminden iyidir. | Open Subtitles | ـ اسم بروتستانتي. |
Ve Protestanım. | Open Subtitles | وأنا بروتستانتي |
Ben de Protestanım. | Open Subtitles | أنا أيضا بروتستانتي |
Ben bir Protestanım. | Open Subtitles | أنا بروتستانتي |
Quaker tarzı. | Open Subtitles | بروتستانتي جداً |
Penn, dindar bir Protestandı. | Open Subtitles | و كان (بين) بالطبع، بروتستانتي مخلص. |