"بروكسيل" - Traduction Arabe en Turc

    • Brüksel
        
    - Hala Brüksel'de... - Hala ihtiyar Blucher'la mı? Open Subtitles ما زال فى بروكسيل ، سيدى ما زال مع بلوخر العجوز ؟
    Brüksel yeraltı mafyasında güçlü biri. Open Subtitles إنه مطبق قانون في العالم السفلي في بروكسيل
    Sör Thomas, Brüksel'den geri çağrılıyor ve oramiral olarak atanıyorsunuz. Open Subtitles سير توماس, لقد تم إستدعاءك من بروكسيل وسيتم تعيينك قائد الأسطول
    Birlikte Bali'ye, Brüksel'e, Paris'e, Türkiye'ye Yunanistan'a seyahat ettiniz. Open Subtitles لقد سافرتما معاً بالي, بروكسيل, باريس, تركيا, اليونان
    İhtiyar Burgess pazar günü Brüksel'e uçuyor. Open Subtitles أن الرئيس سيطير إلى " بروكسيل " يوم الأحد
    Mecburdum canım. Patronum bu sabah Brüksel'e uçacaktı. Open Subtitles . كنت مضطراّ لذلك عزيزتي رئيسي كان سيسافر إلى " بروكسيل " هذا الصباح
    Rahibe Luke ise yarın Brüksel yakınlarındaki... akıl hastanesinin hemşire personeline katılmak üzere yarın yola çıkacak. Open Subtitles "الأخت لووك" ستغادر غداً صباحاً .. لتنضمّ إلى الفريق التمريضي لمصحّتنا النفسيّة قرب "بروكسيل".
    Brüksel, 15 HAZİRAN 1815, PERŞEMBE Open Subtitles بروكسيل , الخميس , 15 مايو 1815
    134 Rue du Lombard Brüksel. Open Subtitles لعنوان 134 " برودو لامبارد " في " بروكسيل "
    Bu boyutların her birinde de benzer olan ve her ikisi de Brüksel'de yaşayan ancak biri Flemenkçe diğeri Fransızca konuşan iki aile bularak veya Nijerya'da kırsal bölgede yaşayan ve biri Hosa dili konuşup diğeri İgbo dili konuşan iki aile bularak bu düşünce deneyine mümkün olduğunca yaklaştık. TED الأمر يقترب بشدّة من تلك التّجربة حيث يتمّ إيجاد عائلتين تعيشان في بروكسيل و تتطابقان في كلّ الأوجه، لكن أحدهما تتحدّث الهولنديّة و الأخرى تتحدّث الفرنسيّة؛ أو عائلتين تعيشان بريف نيجيريا و أحدهما تتحدّث اللّغة الهوسيّة، و الأخرى لغة الإغبو.
    - Brüksel'deki Fotoğraf Salonu'nda bir ödül kazanmak. Open Subtitles أن يفوز بجائزة التصوير "في "بروكسيل
    "Brüksel bugün düşmana teslim oldu. Open Subtitles ""بروكسيل" سقطت في أيدي الأعداء"
    Brüksel ile kararlaştırmalıyız. Open Subtitles يمكننا ترتيب ذلك مع بروكسيل
    Çizmelerimizi yarın Brüksel'de kurutacağız. Open Subtitles وغدا نجفف أحذيتنا فى بروكسيل
    Bu bir emir olmasaydı daha ilk hafta onları terk eder, Brüksel'e geri dönerdim. Open Subtitles لو لم تكن هناك أوامر... لتركتهم في الحال عائدا إلى بروكسيل... .
    Brüksel işi tamam mı? Open Subtitles هل بروكسيل على ما يرام؟
    Karl Sieg, Andre Touloux ismini kullanıyor. Brüksel'de. Open Subtitles كارل زيغ يتسمى باسم اندرو تولو) إنه في بروكسيل الآن)
    Edis Cavell, Brüksel'deki bir hastanenin ingiliz yöneticisiydi. Open Subtitles كانت (ايديث كافيل) رئيسة الممرضات في مستشفى (بروكسيل)
    Ve Langdon'ın kredi kartıyla ödenmiş Brüksel'e iki bilet. Open Subtitles وبطاقتان إلى (بروكسيل) تم "شراؤهما من بطاقة "لانغدون
    Kanada Dışilişkiler bakanı, Vance'la Brüksel'de konuşmuş ve o altı kişinin elçilikten gönderileceğini söylemiş. Open Subtitles وزير خارجيتهم إلتقى بـ(فانس) في بروكسيل وأخبره انه يريد أن يخرج أولئك الستة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus