"بزوجها" - Traduction Arabe en Turc

    • kocasını
        
    • kocasına
        
    • kocası
        
    • kocasının
        
    • Kocasıyla
        
    Muhteşem bir kadındı ama kocasını elinde tutmayı başaramadı. Open Subtitles كانت امرأة رائعة و لكنها لم تعرف كيف تحتفظ بزوجها
    Ama aslında, kocasını ayarttığınızı keşfetmişti ve onun kavgasıydı. Open Subtitles وهي في الواقع مشاجرة عنيفة بعد أن علِمت بتحرُّشك بزوجها
    O zaman niye kendi kocasına değil, diğer kadınınkine bakıyor? Open Subtitles إذن لم تعلق بصرها بزوج المرأة الأخرى وليس بزوجها ؟
    Jocelin'in böyle bir şeyi kocasına yapabilecek olması ihtimal dışı zaten. Open Subtitles و التفكير بأن جوسيلين قادرة على فعل شيء كهذا .. بزوجها هو تجاوز للحياء
    Bu adamın kocası olmadığını gördüğü zaman onun bir yalancı olduğu da kanıtlanacak. Open Subtitles عندما ترى هذا الرجل أنه ليس بزوجها سيثبت أنه كاذب
    Bir iki gün sonra o da kocasının yanına gidecekmiş. Open Subtitles فقط ليوم أو شيء من هذا القبيل , ثم أنها تخطط للحاق بزوجها
    Eğer Bayan Caldwell Kocasıyla telefonda konuştuysa, niçin telefonda parmak izi bırakmadı? Open Subtitles لو كانت السيدة اتصلت بزوجها على الهاتف لماذا لم تترك بصمتها على الهاتف ؟
    Bu kadın kocasını benim yüzümden geri aramıyor. Open Subtitles تلك السيده لن تتصل بزوجها مره ثانيه بسببي
    Annesi izin verdi ama önce kocasını arayıp akşama yemek planları olup olmadığını sordu. Open Subtitles الأم وافقت لكنها أتصلت بزوجها أولاً للتأكد من عدم وجود خطط للعشاء
    kocasını ben ararım. - Ameliyat çok iyi geçti, Tia. Open Subtitles سوف اتصل بزوجها .العمليه سارت بشكل جيد تيا
    ama karısı bunu bir işaret olarak gördü- korkutucu bir güç kocasını ya zafere ya da felakete götürecekti. TED بدلاً من التهديد، رأت زوجته فألًا- قوة مخيفة من شأنها أن تودي بزوجها إما الى المجد أو الهلاك.
    kocasını siyah bir kutuda ve kokusunu bir şişede saklıyor. Open Subtitles تحتفظ بزوجها داخل صندوق وبعرقه في قنينة
    Beni enkaz altında kaldığını iddia ettiği kocasına bağladı. Open Subtitles لقد أوصلتني بزوجها, الذي يقول بإنه محاصرٌ هناك, لقد حادثته للتو.
    İş kocasına gelince sezgileri o kadar da kuvvetli değildi. Open Subtitles لم تكن حادة الإدراك هكذا عندما تعلّق الأمر بزوجها.
    Bu zaten olan bir şeydir, kadın kocasına güvenmek ister. Open Subtitles لديها اعتقاد طفولي أن المرأة يجب أن تثق بزوجها
    Belki fikri, insanların kocasına kolayca komplo kurmasını görünce almıştır. Open Subtitles ربما خطرت لها الفكرة من رؤية كم كان من السهل على هؤلاء الإيقاع بزوجها
    Muhtemelen kocası izlerken filan yakalamıştır. Open Subtitles على الأرجح أنها أمسكت بزوجها وهو يشاهد الموقع أو ما شابه
    Ona hayran kaldım. Ne kocası, ne oğlu bu kadar hayran kalmıştır. Open Subtitles بل أعجبتُ بها، أكثر بكثير ممّا أعجبتُ بزوجها أو ابنها.
    Ancak binlerce insanı öldürmüş bir adam Judy Moncada'nın o içerideyken işlerini yürüten kocası Kiko ve ortağı Fernando Galeano'ya yaptıklarını unutacağını düşünebilir. Open Subtitles فقط الرجل الذي قتل آلاف الأشخاص قد يعتقد أن جودي مونكادا قد تنسى ما فعله بزوجها كيكو وشريكه فرناندو غاليانو
    Bu işte kocasının ölümünü hatırlatan bir sürü şey olduğunu söyledi. Open Subtitles تقول أن العمل كثير ويذكرها بزوجها الراحل
    Hani karısı kocasının onu aldattığını falan düşünüp de emin olmak ister ya. Open Subtitles عندما تشكّ الزوجة بزوجها أنه يخونها، لكن تريد التيقّن.
    Peki Kocasıyla ne zaman karşılaşıp o bakışı yapıcam? Open Subtitles إذاً، أتساءل متى ألتقي بزوجها وأعطيه هذا النظرة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus