"بسبب عدم" - Traduction Arabe en Turc

    • sebebi
        
    • dolayı
        
    • olmadığı için
        
    • alamadığımız için
        
    • yüzünden
        
    • içindir
        
    • nedeniyle
        
    Bunun sebebi mal varlıklarını offshore olarak saklayan Amerikalıların olmaması değil. TED وهذا ليس بسبب عدم وجود أثرياء امريكيين هناك الذين قاموا بإخفاء ممتلكاتهم عن طريق نقلها إلى الخارج.
    En kötü suçların sebebi sorumsuzluktur, bilmiyor musun? Open Subtitles هل تعرفين أن أسوأ الجرائم تحدث بسبب عدم المسؤولية؟
    Bizi yayından kaldıran o aptal moronlar beceriksizliklerinden dolayı kovulmuşlar. Open Subtitles الإشخاص الأغبياء الذين قاموا بتعطيلنا تم فصلهم بسبب عدم الكفاءة
    Ben erkekler takımında oynarken kendisine göre bir takım olmadığı için sürekli ağlardı. Open Subtitles عندما كنت ألعب في فريق الرجال كانت تنتحب بسبب عدم وجود فريق للفتيات
    Hava desteği alamadığımız için, buraya saplanıp kaldık! Open Subtitles لقد تعطلنا أيها الجنرال بسبب عدم وجود دعم جوى
    Dengesizliği yüzünden, Rezero sürekli hareket halinde. İşte işin sırrı burada. TED بسبب عدم استقراره، يكون ريزيرو دائما في تحرك. الآن ها هي الحيلة.
    Silahımı kullanıyorsam, başka şansım olmadığı içindir. Open Subtitles و عندما أستخدم مسدسي يكون هذا بسبب عدم وجود خيار آخر
    Geçersiz atış nedeniyle bir atış daha karşılayacağız! Open Subtitles الي موقعك بسبب عدم وجود كره فهناك كره واحده سنواجهها
    Gelmezsem, sebebi nereye gittiğimi bilmediğim içindir. Open Subtitles لو لم أظهر، فربما سيكون بسبب عدم معرفتي لمكان ذهابي
    Mujiklerin sefalet içinde yaşamasının sebebi topraklarının olmaması değil iradesiz olmaları ve çok fazla içmeleridir. Open Subtitles لا ، إنه ليس بسبب عدم وجود أرض أن الفلاحون يعيشون في فقر. إنه بسبب أن ليس لديهم قوة الارادة ويشربون أكثر من اللازم.
    Şu anda yorgun olmasının sebebi hastalarının yanında olmamasıdır. Open Subtitles أمّا الآن فهي مرهقة , ولكنّ هذا بسبب عدم توجدها مع المرضى.
    şekerli yeşil çay isterken kendimi ifade edişimdeki hatalar basit bir yanlış anlaşılmadan dolayı olmadı. TED لقد فشلت في الحصول على كوب من الشاي الحلو ليس بسبب عدم قدرتي على التعبير
    Yetkililer şarkıcı Macy Gray'i sorguladılar, daha sonra delil yetersizliğinden dolayı serbest bıraktılar. Open Subtitles الحكومة سألت المغنية مكاى جيرى و لكن تم إخلاء سبيلها بسبب عدم وجود أدلة
    Birçok ilişki kendini ifade etmemekten dolayı yıkılıyor. Open Subtitles تفشل الكثير من العلاقات بسبب عدم التعبير الجيد عن النفس
    İçinde lif olmadığı için emilir ve portal sistemden direkt karaciğere gider. Open Subtitles بسبب عدم وجود ألياف يتم إمتصاصه من بوابة النظام مباشرة إلى الكبد
    İyi, geldiğiniz hapishanelerde yeterli oda olmadığı için, Open Subtitles بسبب عدم وجود مكان في السجون التي أتيتم منها
    Sanatçıların bir çoğu kendilerine eş bulmanın başka yolu olmadığı için sanatçı oluyorlar. Open Subtitles اكثر الفنانين يصبحون فنانيين بسبب عدم استطاعتهم في اجتذاب صديق
    Hava desteği alamadığımız için buraya saplanıp kaldık! Open Subtitles لقد تعطلنا أيها الجنرال بسبب عدم وجود دعم جوى
    Birleşmiş Milletler yetersiz temizlik yüzünden her yıl 1.5 milyon çocuğun öldüğünü tahmin ediyor. TED ولذلك فإن الأمم المتحدة تُقدر أنه في كل عام، هناك 1.5 مليون طفل يموتون بسبب عدم كفاية المرافق الصحية.
    Ancak naquadrianın kararsızlığı nedeniyle onu düzenlemek ve geldiğimiz uzaklığı hesaplamak için bir çaremiz yok. Open Subtitles لكن ليس لدينا طريقة لتنظيمها أو لحساب المسافات التي قطعناها بسبب عدم استقرار الناكوادريا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus