Artık vergi ödemek istemeyen bir manyak tarafından vurularak öldürüldü. O ve 26 kişi daha. | Open Subtitles | بواسطة شخص واحد مجنون معه سلاح لم يريد أن يقوم بسداد الضرائب بعد الآن |
Kâfir Macar Kralı Layoş, borçlarını ödemek yerine, elçimiz Behram Çavuş'un kellesini yollamıştır. | Open Subtitles | الملك المجري الكافر "لويس" أرسل رأس رسولنا الرقيب "بهرام" رداً على مطالبتنا إياه بسداد ديونه. |
Boşanmadan önce iflas ilan etti böylece onun borçlarını ödemek zorunda kaldım bu arada da kendisi yeni sevgilisiyle Key West'de yaşıyor. | Open Subtitles | -أعلن إفلاسه قبل الطلاق . فأُقحمت بسداد دينه بينما يعيش منعّمًا في (كاي وِست) مع فتاته الجديدة. |
Viktor kendi borcunu ödedi. | Open Subtitles | حصة فيكتور كانت ستقوم بسداد دينه |
Çiçek satar. Yakın bir zamanda borcunu ödeyemedi. | Open Subtitles | يبيع الزهور، و قد تأخّر بسداد قرضه. |
Sovyetler Birliğine olan borcumuzu kendimizi emekçilik ve devrime adayarak ödeyeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بسداد ديوننا الى الاتحاد السوفيتي بالقيام بالاعمال والاصلاح |
Sovyetler Birliğine olan borcumuzu kendimizi emekçilik ve devrime adayarak ödeyeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بسداد ديوننا الى الاتحاد السوفيتي بالقيام بالاعمال والاصلاح |
Bunu ödemek zorundasın. | Open Subtitles | سوف تقومين بسداد المبلغ! |
Yine de borcunu öderim. | Open Subtitles | و سأقوم بسداد ديونك |
Yoksa bana olan borcunu hadi hemen öde. | Open Subtitles | عجلي بسداد دينك |