"بسرعات" - Traduction Arabe en Turc

    • hızlarda
        
    • hızlarla
        
    Büyük yerçekimi kuvvetleri yüzeyi muazzam hızlarda açıyorlar ve kapatıyorlar. Open Subtitles القوى الجذبية الضخمة تعمل على فتح وغلق السطح بسرعات هائلة
    Yüksek hızlarda seyahat edilirken itaat edilmesi gereken kesin kurallar vardır. Open Subtitles عند السفر بسرعات عالية هناك قواعد محددة يجب أن يُخضع لها
    İnsanların araçları güvenli olmayan hızlarda kullanmayı tercih etmesi beni hep şaşırtmıştır. Open Subtitles دائمًا سأظل مُتحيِّرًا من الوَلَع الإنسانيّ، لقيادة المركبات بسرعات خطيرة.
    Hele galaksimizin tam merkezindeki dev Kara Deliğin gücünü düşünün ki tüm yıldızlar inanılmaz hızlarda onun etrafında dönmekte. Open Subtitles يوجد ثقب أسود فى منتصف مجرتنا يتميز بقوة رهيبة تجعل نجوم كاملة تدور حول نفسها بسرعات لايصدقها عقل
    Ölçeğin diğer ucuna gittiğimizde, atalarımız hiçbir zaman kainat içerisinde ışık hızına yakın hızlarla hareket etmek zorunda kalmadı. TED بالإنتقال إلى الطرف الآخر من القياس، لم يكن يتعين على أسلافنا.. التنقل عبر الكون بسرعات تقترب من.. سرعة الضوء.
    Suyun aşırı hızlarda hareket ettirilmesiyle meydana gelir, ve küçük bir yengeci korkutmaktan daha fazlasını yapabilir. Open Subtitles تحدث أينما يُدفع الماء عنوةً للجريان بسرعات هائلة، وفي جعبتها ما هو أكثر من إخافة سرطان صغير.
    Astronomların tespitine göre süper kütleli karadelikler galaksilerin tam merkezinde bulunurlar ve yıldızları inanılmaz hızlarda çekerler. Open Subtitles وتسحب النجوم بسرعات مدهشه لكنها ليست قويه كفايه لتمسك بكل النجوم في مجره عملاقه معاً
    Süper sonsuz hızlarda açılıp kapanıyor. Open Subtitles تومض بسرعات خارقة نحن معاً لجزءٍ من الثانية
    Bu parçacıklar yoğunluklarına bağlı olarak farklı hızlarda itilir. Open Subtitles الجزيئات تدفع بعيدا بسرعات مختلفة، اعتمادا على كثافتها.
    Uydu, hipersonik hızlarda bir planör fırlatmak üzere tasarlandı. Open Subtitles إن القمر الإصطناعي مُصمم لإطلاق طائرة بسرعات فائقة
    Görevin ise bu şeyi tamamını göremediğin yollarda diğer metal devlerin arasından, içinden geçirerek insanüstü hızlarda ilerletmek. TED مهمتك هي التنقل عليه الطرقات المرئية جزئيا" ما بين العمالقة المعدنية, بسرعات جنونية
    Eğer eterin bu resmi doğruysa iki farklı ışık demeti, eter rüzgarının içinde hareket ettikleri yöne göre dünyada farklı hızlarda seyahat etmelidir. Open Subtitles عندئذ شعاعين من الضوء يجب أن يسافروا بسرعات مختلفة على الأرض، وفقا للاتجاه الذي كانوا يتحركون من خلال هذه الرياح الأثيرية.
    Normal hızlarda, çok sessiz ve çok uygar. Open Subtitles بسرعات عالية، هو جدا هادئة وحضارية جدا.
    Zaman, farklı hızlarda akar. Open Subtitles فالوقتُ يمضي بسرعات ٍ متباينة
    Ben yeni baş dedektifim, Betsy Brannigan. Aşkın değişken hızlarda yol aldığına inanırım. Open Subtitles أنا رئيسة المحققين الجديدة (بيتسي برانيغان)، وأعتقد أنّ الحب ينتقل بسرعات مختلفة.
    Evet, Barry sonsuz sayıda Dünya olduğunu ve hepsinin farklı hızlarda titreştiklerini söylüyordu bu sayede hepsi aynı uzayda yer alabiliyordu ama hiçbir zaman birbirleriyle bağlantı kuramıyorlardı. Open Subtitles نعم، كان يشرح (باري) لنا أن هناك عددًا لانهائي من كواكب الأرض وأنها تهتز بسرعات مختلفة حتى تتمكن من شغل المكان نفسه لكن لا تتواصل أبدًا مع بعضها
    Buldukları şey, bu galaksilerin büyük çoğunluğunun saatte milyonlarca kilometre gibi muazzam hızlarla uzaklaştığını gösteriyordu. Open Subtitles اكتشفوا أن الغالبية العظمى من المجرات تبتعد عنا و أن بعضها يبتعد بسرعات تزيد عن مليون ونصف كيلو متر في الساعة
    İki tren karşılıklı yönden değişik hızlarla gelirse ne zaman çarpışacaklarını soruyorlar, değil mi ? Open Subtitles إذا كان قطارين متجهان نحو بعضها البعض بسرعات مختلفة... سوف نسأل متي يتصدما, أليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus