Ama kadın gitti senin cüzdanını iç çamaşırını çaldı ve bana da yalan söyledi. | Open Subtitles | بدلا من ذلك انتهي الامر بسرقتها لحافظتك و ملابسك الداخليه و تكذب علي |
Bilmiyor, Müfettiş. Zaten onun için çaldı. | Open Subtitles | إنها لا تعرف أيها المفتش ولهذا السبب قامت بسرقتها |
Onu yıllar önce çalan da bir İngiliz Polisiydi zaten. | Open Subtitles | كانّ رجل شرطه من قام بسرقتها, منذ سنوات مضت |
O yüzden, onları başkası çalmış gibi gözükmeliydi. | Open Subtitles | لذا . كان يجب أن يبدو أن أحداً ما قام بسرقتها |
Bir çanta çalacak olsaydım ki öyle bir niyetim yok, seninki peşine düştüğüm ilk çanta olurdu. | Open Subtitles | ان كنت اريد سرقة حقيبة وانا لا اريد ذلك , لكن حقيبتك ستكون اول واحده ابدأ بسرقتها |
Köy panayırından çaldığımız şu çikolatalı keki hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر كعكة الشوكولاته التي قُمنا بسرقتها من سوق القرية؟ |
Bu Pontiac haydutu kaç araba çaldı? | Open Subtitles | كم عدد السيارات التي قلت ان سارق البونتياك قام بسرقتها ؟ |
O artık benim oldu Uni Burger sana vereceğim kahvaltıda biri kadar çaldı. | Open Subtitles | هذا ما تبقى من وجبةِ البرجرِ خاصتي والتي كنتُ سأتناولها على الفطورِ عدا أنَّ شخصاً ما قام بسرقتها |
Ne, uyuşturucu satıcısı mı çaldı arabayı? | Open Subtitles | ماذا ؟ هل قام بسرقتها تاجر مخدرات ؟ |
Onu biri çaldı sanırım. | Open Subtitles | . كنت أفكر فى أن شخص سيقوم بسرقتها |
çalan olursa, karşıma çıkmak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | وفي حال قام أحدهم بسرقتها سوف يكون عليه مواجهتي |
Biz de, dosyaları onlardan çalan adamlardan alacağız. | Open Subtitles | أنتِ وأنا سنأخذ تلك الملفات من الرجال الذين قاموا بسرقتها |
Sonuç olarak, paranın peşine düşmeyi bırakacaksın sen, ahlaksız polis ordun, işe dâhil ettiğin her kim varsa ve kesinlikle paranı çalan bayana zarar verme ile alakalı bütün düşüncelerini bir yana bırakacaksın. | Open Subtitles | لذا من الآخر، توّقف عن مطاردة تلك النقود .. أنت مع رجالك الفاسدين، وأيّ شخصٍ له علاقة بك .. وأنت طبعاً ستتخلى عن فكرة الإضرار بالسيدة التي قامت بسرقتها |
Araba falan yok. Birisi çalmış. | Open Subtitles | لا وجود لسيارة احدهم قام بسرقتها |
Cüzdanımı kaybetmemişim. Onu Olivia çalmış. Kahretsin. | Open Subtitles | لم أفقد محفظتي "أوليفيا" قامت بسرقتها |
Bu muayenehaneyi buralara getirmek için 25 yılımı harcadım, onu benden çalacak öyle mi? | Open Subtitles | امضي 25 سنه ابني هذه العيادة لكي تقوم هي بسرقتها مني؟ |
Christopher bu teknolojiyi çalacak ve nasıl yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | كريستوفر سيقوم بسرقتها وأدري كيف سيقوم ذلك |
Geçen gece çaldığımız eşyalara ihtiyacım var, hemen. | Open Subtitles | الأغراض التي قمنا بسرقتها أحتاجها الأن |
çalıp, suçu da sizin üstünüze atacaktım. | Open Subtitles | أنني كنت سأقوم بسرقتها وألقي اللوم عليكم يا رجال |
- Ben de. Benden çaldığı parayı geri ödüyordu. | Open Subtitles | .انا ايضا .كان يرد لى اموال قام بسرقتها منى |
O aracı, Votan Birliği'nden çaldın, onlar da Dünya Cumhuriyeti'nden çalmıştı. | Open Subtitles | هل قمت بسرقة هذه الاسسطوانات من سي في؟ من قام بسرقتها من اي-ريب؟ |
Bak, bir yargıç olarak mühürlü dosyalar içinden sana verdiğim ya da çaldığın bilgiler konusunda sana artık güvenemem. | Open Subtitles | أنظري كقاضي لم أعد قادر على الثقة بأعطائك أية معلومات عن الملفات المختومة أو الملفات التي قمت بسرقتها |
Evet, çantamda kaşık çatal takımını bulmuş ve beni, onları çalmakla suçluyor. | Open Subtitles | لقد وجدت خاتم فضة فى محفظتك واتهمتنى بسرقتها |
Nasıl çaldığını çözemezsek, satacağı sırada yakalamaya çalışabiliriz. | Open Subtitles | لو لم يمكننا معرفة كيف قام بسرقتها يمكننا الأمساك به عندما يذهب لبيعها |