Daha fazla bunu tartışmayalım. sağ salim ulaştığınız için çok memnunum. | Open Subtitles | دعينا لا نناقش هذا أمام الآخرون أنا سعيد انكِ وصلتِ بسلامة |
Daha fazla bunu tartışmayalım. sağ salim ulaştığınız için çok memnunum. | Open Subtitles | دعينا لا نناقش هذا أمام الآخرون أنا سعيد انكِ وصلتِ بسلامة |
güvenle ulaştık. | Open Subtitles | قائد الفريق الأول ينادي القيادة وصلنا بسلامة |
Paris'ten sizi güvenli bir şekilde uzaklaştırmak daha akıllıca olmaz mı? | Open Subtitles | لا يَكُونَ حكيماً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ أنت نشيط بسلامة خارج باريس؟ |
Evet, üzüntülüyüm ve çalışanlarımın güvenliği için endişeliyim ama bu gözümü korkutmayacak. | Open Subtitles | أجل ، أنا حزينة و معنية بسلامة موظفيي و لكنني لن أخاف |
Bu büyük kentin vergi yükümlüleri kendi evlerinin güvende olması hakkına sahipler ve ben bu güvenliği sağlamakta kararlıyım. | Open Subtitles | دافعو الضرائب لهذا البلد العظيم يوصفون بسلامة منازلهم وأنوي ضمان سلامتهم |
Uçakta daha ayrıntılı konuşuruz... görevimiz rehineyi sağ salim kurtarmak. | Open Subtitles | نحن سنمرّ به على الطائرة المهمّة أن تنتزع الرهينة بسلامة |
Bebeğin sağ salim doğmasını sağlayacağız. | Open Subtitles | نحن سنجعل المتأكّد طفلك الرضيع يجعله بسلامة إلى العالم. |
Aslında, merkeze sağ salim götürünce olacağım. | Open Subtitles | حسناً، أنا سأكون عندما أرجعها الى المقر الرئيسي بسلامة |
Bunun anlamı benim söylediklerimi yapacaksın ta ki seni buradan güvenle çıkarana kadar. | Open Subtitles | ذلك يعني بأنك تفعل ما أقوله حتى أخرجك بسلامة من هذا الأمر |
Sadece gideceğiniz yere güvenle ulaştığınızdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت التأكيد حصلت على whereyou كنت تذهب بسلامة. |
güvenli bir şekilde ulaştırılmalılar yoksa diğer yıldız sistemleri de Alderaan'la aynı kaderi paylaşacak. | Open Subtitles | يجب أن يُسلموا بسلامة أَو ستعانى انظمة اخرى من نفس المصير |
Ama kurallar ona hiçbir zaman pek bir şey ifade etmemiştir, ...ben de kalıntılarını, yolculuğumuz için güvenli bir şekilde sakladım. | Open Subtitles | لكن القواعدَ مَا سَبَقَ أَنْ عَنى كثير إليه لذا عَبّأتُ بقاياه بسلامة من اجل رحله العوده |
Söz konusu olan şey kamu güvenliği ise benim için hataya yer yoktur. | Open Subtitles | ولامجال للخطأ معي إن كان هذا يتعلق بسلامة العامة. |
"Hollandalı"nın içinde güvende ve senin iyi kaptana olan borcunu karşılamak için bir güç olarak kullanılmaya hiç müsait değil. | Open Subtitles | هو بسلامة على متن الهولندي، وغير متوفر جداً للإستعمالِ كقوة رفع لإرْضاء دينِكَ إلى القائدِ الجيدِ. |
Tanrı'nın izniyle 2 km sonra güvende olup bir araç bulursunuz. | Open Subtitles | وان شاء الله انها على بعد ميل فقط لتصل إلى هناك بسلامة اعثر على سيارة |
Randy Joy'u eve sağsalim götürürken, ...ben de annemlerin evine 20 yıl önce benim olması gereken arabayı tamir etmek için gittim. | Open Subtitles | بينما كان راندي يقّل جوي الى المنزل بسلامة قصدت منزل والدي لأصلح السيارة التي كانت لتكون لي منذ 20 سنة |
İyi oyun. Bu gece eve giderken Dikkatli olun. | Open Subtitles | لعبة موفقة، قد بسلامة للبيت اليوم على حسب النقاط الصفر |
Sizin yıkım silahlarınız şu anda emniyetle bizim hükmümüzdeler ve iki gizli hedefe yönlendirilecekler. | Open Subtitles | أسلحة الدمارِ الشامل بتاعتك الآن بسلامة في حوزتنا وسَيَتم نقلُهم إلى هدفين سريينِ. |
Akıl sağlığını düşünmene neden olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأني جعلتُك تشك بسلامة عقلك |
Bu gazetenin basın dürüstlüğünü kiralık bir başkanın politik gündemi uğruna asla tehlikeye atmam. | Open Subtitles | أنا لن اُغامر بسلامة صحفيين هذه الجريده. من أجل جدول أعمال تأجير سياسة البلدية. |
Lakin iş buradaki insanların güvenliğine gelince baban nihai kararın bana ait olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ولكن حينما يتعلق الأمر بسلامة شعب هذا المكان والديكِ يعلم أن القرار النهائي هو قراري |
Oğlumun güvenliğiyle ilgili dedin diye geldim. | Open Subtitles | جئت وحسب لأنك قلت لي إن للأمر علاقه بسلامة أبني |
Sillum'un güvenliğini köylülerin güvenliğinden daha fazla önemsiyorsunuz. | Open Subtitles | انا قلق على انكِ تهتمين اكثر بسلامة السيليم اكثر من سلامة القرويين |