Framingham Kadın Tutuk evinde iki yıl. | Open Subtitles | حُكِم عليكن بسنتين فى سجن النساء جريمتنا لم تكن السطو |
Ayrıca filmin son kullanma tarihi iki yıl geçmiş. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الفيلم تعدى تاريخ صلاحيته بسنتين. |
Liseden nerdeyse iki yıl erken 1979'da mezun oldunuz. | Open Subtitles | تخرجت من المدرسة الثانوية فى 1979 مبكرا عن دفعتك بسنتين تقريباً |
Evet, bundan 12 kadar yıl önce senden iki yaş daha küçükken yönetmelik taslağında yaptığım küçük bir hata buldun. | Open Subtitles | أجل وجدت الخطأ الوحيد الذي قمت به أثناء سحب تلك اللوائح منذ 12 سنة مضت عندما كنت أصغر منك بسنتين |
Fazlasıyla yaşlısın. Teşekkür ederim canımın içi. Gene de senden iki yaş gencim. | Open Subtitles | حسنا، شكرا يا عزيزتي ما زلت أصغر منكِ بسنتين |
Yeni birşey yok. Aynı şeyler, listedeyim ve... birkaç yıl sonra... | Open Subtitles | كلا , لكني على القائمة قبل الآوان بسنتين |
Hukuktan yeni mezun biri var. Benim oğlandan birkaç yaş büyüktür. | Open Subtitles | إنها بالكاد تخرجت من كلية الحقوق و هى أكبر من ابنى بسنتين تقريبا |
Ishbal isyanından iki yıl önce ölmüş. | Open Subtitles | يفترض به أن يكون ميتا قبل تمرد أشبال بسنتين |
M. Burkhoff meşru mirasçımızdı ta ki, 30 yaşında ilk yanılsama hastalığına yakalanıp iki yıl sonra da akıl hastanesine yatırılana kadar. | Open Subtitles | و السيد " بوركوف" كان من أفضلهم حتى أصيب بالمرض في سن الثلاثين و قد تم إرساله إلى المستشفى بعد ذلك بسنتين |
Şimdi de ben, bundan iki yıl sonra, aynı şeyi senin için seziyorum, | Open Subtitles | لذلك الان انا هنا منذ ان عملت ذلك بسنتين |
Hatta bir yerde mantıklı geliyor çünkü ben bu ilişkiye senden iki yıl önce başladım. | Open Subtitles | في الحقيقة ذلك منطقي فقد خضتُ هذه العلاقة قبلكِ بسنتين |
Bana sürgün cezası, ona iki yıl hafif bir ceza. | Open Subtitles | لقد عوقب بالنفي، ولقد حظى بسنتين حُكم مُخفف. |
İki yıl hüküm giymiş. 10 ay sonra salınmış. | Open Subtitles | لقد تم الحكم عليها بسنتين وقضيت عشرة أشهر |
Annem Joan Crawford'dan ...en az iki yaş büyüktü ama hâlâ göz alıcıydı. | Open Subtitles | أمي كانت على الاقل أكبر بسنتين على عكس ما كانت تتعدي جون كروفورد ولا تزال جذابة للغاية |
Yalnızca, senden iki yaş büyüğüm ve öpmeye yaklaştığım tek kişi Stevie. | Open Subtitles | انه فقط اني اكبر منك بسنتين والشخص الوحيد الذي كنت قريبة منه لدرجة كبيرة كان ستيفي |
Annenin niyeti iyi, ama unutma ki annen seni doğurduğunda senden iki yaş büyüktü. | Open Subtitles | كنا فقط أكبر منك بسنتين عندما ولدتي. أحياناً أعتقد الخطوط تبدو غير واضحة عن رغبتها |
Jennifer bende iki yaş büyük ve bize bakıcılık mı yapacak? | Open Subtitles | جينيفر أكبر منّي بسنتين وهي ستأتي لِتجالسنا ؟ |
Kayıtlar, 1986'da Meksika'ya göç ettiğinizi birkaç yıl sonra da Amerika Birleşik Devletleri'ne giriş vizesi aldığınızı gösteriyor. | Open Subtitles | أعني، السجلات تظهر بأنك مهاجر إلى المكسيك عام 1986 وبعدها بسنتين |
Senden birkaç yaş büyüğüm diye mi? | Open Subtitles | لأنني أكثر صحة وشباباً بسنتين عنك؟ |
Sidney Teal, Cal State'de iki sınıf üstümdeydi. | Open Subtitles | كان (سيدني تيل) يسبقني بسنتين في جامعة (كال ستايت) |
İki yıla mahkum edilmişlerdi. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنهم قد حكم عليهم بسنتين ؟ |
İki sene sonra bir projeye başladık Afrika çölünde gezici sağlık klinikleri tasarımı üzerine, bu sekilde yaygın HIV / AIDS hastalığına cevap verdik. | TED | بعد ذلك بسنتين بدأنا بمشروع تطوير عيادات صحية متنقلة في صحراء أفريقيا تجاوبا مع وباء الإيدز المتفشي. |
Ama tek sorun babamın benden sadece bir kaç yaş büyük olmasıydı. | Open Subtitles | ولكن المشكله كانت انه كان يكبرني بسنتين فقط |