Bu akşamki gidişimiz konusunda bazı tereddütlerim olmaya başladı. | Open Subtitles | إنّني، آه، أعدت النظر بشأنْ سفرنا الليلة |
Kocamın çocuklar konusunda pek konuşmadığını biliyordum. | Open Subtitles | أعني إنّني أعرف أنّ زوجي متحفّظ بشأنْ الأطفال. |
Ondan bir bakmasını istedim çünkü senin güvenliğin için endişeleniyordum. | Open Subtitles | طلبت منه ببساطة أنْ يتحقق لأنّني كنت قلقة بشأنْ سلامتك. |
Eğer dişin için endişeleniyorsan, ...ondan koçanı kesmesini isteyebilirdin. | Open Subtitles | حسناً, إذا كنتِ قلقة بشأنْ أسنانك، كان يتوجّب عليك أنْ تطلبي منه نزعــها عن العــرنوس. |
Guy şu formlarla ilgili sürekli rahatsız edip duruyor beni. | Open Subtitles | غي أخذ يلح عليّ بالفعل بشأنْ التوقيع على هذه النماذج. |
Bu konuda en az senin kadar öfkeliyim, Virginia. | Open Subtitles | إنّني غاضب بشأنْ هذا مثلكما يا فيرجينيا. |
Zavallı Gene, burada yaptığımız testler konusunda sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | آه, جيني المسكين بات عصبي لا يهدأ له بال بشأنْ كل هذه الفحوصات التي نجريها.. |
Irkçılık konusunda insanların fikrini değiştirebilecek olsaydım beyaz, genç ve gösterişsiz bir stajyer alırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أملك الوقت لتغيير عقول الناس ببطء بشأنْ الفصل. لكنت قد جلبت بعض الشباب، |
Buraya taşınırken ya da kira şartlarımız konusunda da sana danışmadım. | Open Subtitles | لم أستشرك بشأنْ الانتقال هُنا أو بشأنْ شروط إيجارنا. |
Para konusunda aptallaşan bir kadının aptal bir kadın olduğunu anladım. | Open Subtitles | اكتشفت أنّ المرأة الغبية بشأنْ المال هي امرأة غبية. |
İçki içmen, burada birbirimize yaptıklarımız konusunda vicdanını rahatlatmana yardımcı oluyor mu? | Open Subtitles | أيساعد الشُرب في إراحة ضميرك بشأنْ ما نقوم به هُنا مع بعضنا البعض؟ |
İçki içmen, burada Libby'e yaptıklarımız konusunda vicdanını rahatlatmana yardımcı oluyor mu? | Open Subtitles | هل يساعد الشرب في إراحة ضميرك بشأنْ ما نفعله بحق ليبي؟ |
Burada gördüklerime göre, Bayan Packer bence ameliyat için birinci dereceden adaysınız. | Open Subtitles | حسناً, بشأنْ ما أراه هُنا, يا آنسة باكر، أعتقد أنّكِ قد تكوني مُرشّحة رئيسية للجراحة. |
Geçen hafta olanlar için kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | أسمع، أشعر بالأسى بشأنْ ما حدث قبل أسبوعين. |
Avery kumarhane için verdiğim teklifin burayı ileri taşımayacağına karar vermiş. | Open Subtitles | قرّر أفيري عدم المُضي قُدماً بشأنْ اقتراحي للكازينو الخاص به. |
Bulduğumuz şey için çok zeki olduğumuzu düşünmüştük. | Open Subtitles | أعتقد إنّنا كُنا أذكياء جدّاً بشأنْ ما توصلنا إليه. |
Bunun için çok özür dilerim ama gerçekten sayılarda işimize yarar. | Open Subtitles | آسفة جداً بشأنْ هذا، ولكن هذا يساعد حقاً في أعدادنا. |
Durumun hakkında konuşabileceğimiz şeyler var ancak korkarım ki koşullarda senin çalışmaya katılımınla ilgili bu tip bozukluklarda... | Open Subtitles | حسناً, هُناك أشياء يُمكننا مناقشتها حول حالتك، ولكن أخشى بشأنْ مشاركتك في الدراسة، |
Dün gece ile ilgili bana söylemek istediğin bir şey var mı Bill? | Open Subtitles | هل هُناك أي شيء تود قوله لي بشأنْ الليلة الماضية يا بيل؟ |
Etrafa nasıl göründüğüyle, benim nasıl göründüğümle ilgili endişe duyar o. | Open Subtitles | إنّها قلقة بشأنْ كيف تبدو الأمور وكيف أبدو أنا. |
Bu konuda kimse benden daha mutsuz olamaz. | Open Subtitles | ليس هناك من هو أكثر تعاسة بشأنْ هذا منّي أنا. |