Anlaşılan cesaret gösterim, diğer üç kişiye de cesaret vermişti. | Open Subtitles | اتضح أن تصرفي الشجاع ألهم ثلاثة آخرين بالتصرف بشجاعة أيضاً |
Büyük bir cesaret gösterip buraya seni desteklemeye gelen anneni mi? | Open Subtitles | أيجب ان تكون أمك ؟ التي آتت بشجاعة كي تدعمك ؟ |
Horozum kendi sikletinde olmayan bir horozla dövüşüyordu. Ama yine de açık ara öndeydi. Çok cesur bir hayvandı. | Open Subtitles | و لكن بالرغم من ذلك ظل يقاتل حتى النهاية و بشجاعة لقد كان شجاعاً جداً , و لذيذاً أيضاً |
Yalnız HakYaratanlar'a üye olanlar değil ayni zamanda cesur ve avukatlardan ağ oluşturarak ileri sistemi taşıyabilecekler de katılabilirler. | TED | وليس فقط عبر صانعوا العدالة لكن أيضاً الناس الذين نشهد بشجاعة ونتعرف على شبكاتهم وكيف يمكنهم المضي قدماً |
İnsanlar olarak, çözümleri ihtiyatın yanı sıra cesaretle tartışmak ve kabul etmek için bir araya gelmeliyiz. | TED | علينا كبشر أن نلتقي ونتحدث ونتبنى الحلول ليس فقط بدافع الخوف لكن بشجاعة أيضاً. |
Arthur ve şövalyeleri bu son sınır görevinde Roma'nın onurunu korumak için büyük cesaretle savaşarak başarılı oldular. | Open Subtitles | آرثر وفرسانه يخدمون بشجاعة لدعم شرف الإمبراطورية الرومانية فى هذه القاعدة الأخيرة لمجدنا |
Huzurunda toplandığımız arkadaşlarımız kahramanca savaşıp bizim için öldüler. | Open Subtitles | الرجال الذين نشرفهم الليلة حاربوا بشجاعة وضحوا بحياتهم لأجلنا |
Onlar cesaret ve dinginlikle savaş verirler ve aynı zamanda da iyi teçhizatla. | TED | يقاتلون في المعارك بشجاعة ورباطة جأش، ولكن أيضًا بمعدات جيدة. |
Bir daha öyle cesaret gösterisi yapma. Yaralandığın zaman bağır. | Open Subtitles | المرة القادمة لاتحاول التصرف بشجاعة اذا جرحت اطلب المساعدة |
Eğer bu olayların üzerine cesaret ve samimiyetle gidersek, sorumluları bulup,tutuklayabiliriz, ve onları uyuşturucu kaçakçılığı, yolsuzluk ve cinayetten mahkum ettirebiliriz. | Open Subtitles | لو أمضينا قدما فيها بشجاعة وصدق يمكننا اعتقال هؤلاء المسؤولين وادانتهم بتهريب المخدرات والفساد والقتل |
Bu yüzden cesur bir yüz ifadesi takındım ve Amerikan hayat tarzı hakkındaki her şeyi kavradım. | TED | لذا قررت أن أتعامل بشجاعة وأن أفعل كل ما بوسعي للعيش على الطريقة الأمريكية |
Erica gibi cesur olmalı, teslim olmamalıydım, o yüzden her gün duruma direnecek kararlar verdim. | TED | كان عليّ أن أكون بشجاعة إيريكا وأرفض الإستسلام، لذلك في كل يوم، أتخذ قرارًا بالقتال |
- Çok cesur davranıyorsun. - Ne kadar zamandır buradasınız? | Open Subtitles | لا, لقد تصرفت بشجاعة كم المدة التى ظللت فيها هنا ؟ |
Arthur ve şövalyeleri cesaretle Roma'nın onuru için bu son zafer için hizmet ettiler. | Open Subtitles | آرثر وفرسانه يخدمون بشجاعة لدعم شرف الإمبراطورية الرومانية فى هذه القاعدة الأخيرة لمجدنا |
Büyük bir cesaretle Bay Enderby'ye yetişme kararını vermeden önce malzemeyi pencereden dışarı attın ama aceleden kapamayı unuttun. | Open Subtitles | قبل ان تُقرر بشجاعة أصطحاب السيد اندرباى, فقد قذفت ما سوف تحتاجه عبر النافذة ولكنك اهملت ان تغلقها فى اثناء تسرعك |
Yani o doğru çizgide konuştuğu zaman, biz onun deli olduğunu düşünüyoruz, cesaretle konuşursa, sinirleniyoruz, | Open Subtitles | أعني عندما يتحدث مباشرة نشعر إنه مجنون وإذا تحدث بشجاعة نغضب |
"Ayaklanma" patlak verdiğinde savaşa gönüllü olarak katıldı ve dört korkunç yıldan daha uzun bir süre boyunca kahramanca çarpıştı. | Open Subtitles | عندما بدأت الثورة تطوع للقتال و قام بشجاعة كبيرة لأربع سنين ضارية |
Çöl Fırtınası'nda kahramanca görev yaparken kaybolan asker. | Open Subtitles | فقد أثناء الخدمة بشجاعة في عاصفة الصحراء |
cesurca kahvesini içen duygularını aktarmak için kan döken kahramanca çabası internetten porno izlemek ya da abur cubur almak için kesilmeden iki, bilemedin üç sayfa yazan yazar ne olacak! | Open Subtitles | في سيراليون، ولكن أين هو تيليثون للكاتب النبيل؟ بشجاعة شرب القهوة، |
- Karşında kadın olunca çok cesursun. | Open Subtitles | تتصرف بشجاعة عندما يؤول الامر لمواجهة امرأة ماذا ؟ |
Hayallerin öldüğünde, umut etmeye devam etmek. Umutlarımız söndüğünde dua etmek. Kaybetmek, düşmekten korkmamak, eğer cesurca elimizden geleni yapmışsak. | TED | بالأمل عندما تموت أحلامنا. بالصلاة عندما نفقد آمالنا. ومع ذلك، لا أخشى الخسارة، إذا كنت قد قدمت كل شئ بشجاعة. |
Orada, yiğitçe yaşamaya devam edebileceğimiz, ya da solgun bir anı bırakarak öleceğimiz bir düzlük var! | Open Subtitles | أليس هذا شيئا جميلا لأن نحيا ...بشجاعة منقطعة النظير وأن نموت تاركين خلفنا شهرة خالدة؟ |
Polis memuru, çatışma sırasında cesurca hayatını feda etti. | Open Subtitles | بشجاعة خلال الواجب، ضابط الشرطة دائماً ما يضحي |
Silahın Şerefiyle, biz askerler olarak onların değerini ödüllendirmeyi istiyoruz. | Open Subtitles | باعطائكم سلاح الاحترام, اردنا ان تعترف بشجاعة جنودكم. |