Anlamı, sevdiğin birini diğer tarafa iyi bir parayla göndermek, en azından sembolik olarak öyle. | Open Subtitles | أرسال الشخص المحبوب إلى الحياة الأخرى مع تمويل جيد على الأقل بشكل رمزي |
Tümü panikle yapılmış. Katil sembolik olarak hareket etmiyordu. | Open Subtitles | لقد حدث كلّ ذلك بسبب الذعر القاتل لم يتصرّف بشكل رمزي |
Belki de zanlı sembolik olarak kurbanlarla olan anılarını ve fikirlerini yok etmeye çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما الجاني يدمر بشكل رمزي أفكار و ذكريات الضحايا |
sembolik olarak, babasının ondan çaldığını düşündüğü bir şeyi yerine koyuyor. | Open Subtitles | كانت تستبدل بشكل رمزي شيئاً شعرت أنّ والدها سرقه منها. |
Kendimizi bu vaftiz suyuna soktuğumuzda sembolik olarak, Tanrı'nın merhameti ve bağışlayıcılığının bizi temizlemesine izin veriyoruz. | Open Subtitles | عندما نغمس انفسنا في مياه التعميد فأننا بشكل رمزي نسمح بمغفرة الإله وجلالته باحاطتنا |
Bu cihaz diğer insanların gözlerini sembolik olarak görüntülememe izin veriyor, böylece diğer heykellerimde kullanmak üzere değişik çeşitte gözler oluyor. | TED | هذا الجهاز يسمح لي لأن أستخرج بشكل رمزي عيون الناس الآخرين، حتى أحصل على عيون مختلفة لأستخدمها من أجل أشغالي اليدوية الأخرى. |
Ya da sembolik olarak kurbanı küçük düşürmek ve aşağılamak için. | Open Subtitles | او بشكل رمزي ليحلل و يذّل الضحايا |
Ya da anlamı sorgudan kaçıyordu. sembolik olarak. | Open Subtitles | او هذا يعني انه يهرب من السؤال بشكل رمزي . |
Tabii sembolik olarak. | Open Subtitles | بشكل رمزي, بالطبع |
Tebrikler, Pierce'ı dans ettirip sembolik olarak babasını öldürmesini sağladın. | Open Subtitles | تهانئ لك (نجحت بمساعدة (بيرس على قتل والده بشكل رمزي عن طريق الرقص مع الشواذ |
Hızla yayılan resim ve videolarımız oldu ve Beyaz Saray'ın bahçesini sembolik olarak eBay'de satışa sunmak gibi çılgınca şeyler yaptık. | TED | انتشرت العديد من الصور والفيديوهات، وقمنا بأشياء جنونية مثل عرْض حديقة (البيت الأبيض) بشكل رمزي للبيع على موقع (إيباي). |
sembolik olarak. | Open Subtitles | بشكل رمزي |