Mike, sen daha intihar antlaşmasını doğru düzgün açıklayamıyorsun bile. | Open Subtitles | مايك، أنت لا تَستطيعُ الإعْلان حتى حلف إنتحارِ بشكل صحيح. |
Sheldon, sana en basit işleri verdim ama birini bile doğru düzgün yapamadın. | Open Subtitles | شيلدون لقد منحتك أبسط الامور لتفعلها و لم تقم بأي منها بشكل صحيح |
Bana güçlü ve dirençli olmayı yeleğimi düzgünce ütülemeyi öğretti. | Open Subtitles | لقد علمتني القوة المرونة وكيف أقوم بكي صدرياتي بشكل صحيح |
Alzheimer Hastalığı, düzgün bir şekilde katlanmış olması gereken bir proteinin, bir tür karışmış origami şeklinde Yanlış olarak katlanması sonucu başlıyor. | TED | مرض النسيان يبدا حين يغير بروتين ينبغي ان يكون مطويا بشكل صحيح ليتمحور الي نوع من المنظومة الجنونية |
Bu yüzden her şeyi doğru dürüst ifade etmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | .. ولذلك فمن الصعب بالنسبة لي للتعبير عن كل شيء بشكل صحيح. |
Bunun anlamı, beyni Düzgün şekilde biçimlenmemişti, çünkü kafatasının parçası eksikti. | TED | هذا يعني أن مخه لم يكن قد تكوّن بشكل صحيح لأن جزءً من جمجمته كان مفقودًا |
O gece konu mahallesindeki elektrik şeyi de doğru düzgün kapatılmamıştı. | Open Subtitles | وأقطاب الكهرباء تلك في الأحياء الفقيرة لم تكن محمية بشكل صحيح |
Bir anne olarak, çocuklarımın güne doğru düzgün başlamasını isterim. | Open Subtitles | كـ أم .. أريد أطفالي أن يبدأوا يومهم بشكل صحيح |
Jake, bu sefer doğru düzgün oynasan, iyi olur. | Open Subtitles | من الأحسن لك أن تقوم به بشكل صحيح هذه المرة |
Ben bir şeyler düşüneyim, sen de doğru düzgün düşündüğümde bana söylersin! | Open Subtitles | سافكر في اشياء، وأنتي ستخبريني عندما أفكر بشكل صحيح |
İlişkimize düzgünce başlayabilmek için en uygun zamanı beklemeliyiz belki de. | Open Subtitles | ربما علينا انتظار اللحظة المثالية لنتمكن من بدء علاقتنا بشكل صحيح. |
deneme şansım olmadığından, hepsinin düzgünce çalıştığından emin olmam gerek. | TED | العمل مع هذه الآلات الحاسبة، أحتاج لأن أتأكد من أنها تعمل جميعاً بشكل صحيح. |
Diğer değişiklikler hücrelerimizin işlevi düzgünce gerçekleştirmesiyle ilgili. | TED | كما تتمحور التغيرات الأخرى حول قدرة الخلايا على العمل بشكل صحيح. |
"Ben böyle demedim, sen Yanlış anladın" gibi şeyler de söyleyemezsin. | Open Subtitles | أنت لم تسمعني بشكل صحيح أو لم أقل ذلك ، لقد فهمتني بالخطأ |
Yanlış hatırlamıyorsam, dün akşam onları kullanarak bana nihai aydınlanmayı öğretiyordun. | Open Subtitles | السبب ، إذا كنت أتذكر بشكل صحيح ، ليلة أمس كنت استخدامها لمحاولة علمني التنوير في نهاية المطاف. |
Evet, en son gittiğimde, eğere Yanlış hatırlamıyorsam... | Open Subtitles | حسناً.. المرة السابقة إذا لاحظت بشكل صحيح |
Ve doktor raporları gösteriyor ki bu kırık hiç doğru dürüst iyileşememiş. | Open Subtitles | ولدي تقرير الدكتور الذي يظهر ان الكسر لم يلتئم ابدا بشكل صحيح |
Babamı öldüren bomba için sana doğru dürüst bir teşekkür bile edemedim. | Open Subtitles | انا لم اشكرك بشكل صحيح لأعلامك لي بقنبلة السيارة التي قتلت والدي |
Oksijenimizin hastane boyunca Düzgün şekilde dağıtıldığından emin ol. | Open Subtitles | تأكّد ان الأوكسجين ينشر بشكل صحيح في المستشفى. |
Onları uygun şekilde düzene sokmazsam iki saat içinde sokakların altını üstüne getirirler. | Open Subtitles | إذا لم أقبض عليهم بشكل صحيح سوف يفجرون الشارع في ساعتين |
Bu aslında Notre Dame'ın doğru bir şekilde kaydedilen bir posteri. | TED | هذا في الحقيقة ملصق لكاتدرائية نوتردام الذي تم تسجيله بشكل صحيح |
Acıtması gerekiyor mu? - Doğru yaparsak acıtmaz. | Open Subtitles | هل من المفروض أن يؤلم ليس إذا أدخلناها بشكل صحيح |
İlk başlarda birçok çocuk gibi bir şeyler hecelediler. Ancak daha sonra bir topluluğun parçası olarak, diğer kişilerin doğru şekilde nasıl söylediklerini duydular ve hemen doğrusunu kaptılar. | TED | ولكن لأنهم كانوا جزءًا من مجتمع، رأوا أشخاصًا آخرين يتهجؤون الكلمات نفسها بشكل صحيح فنطقوها بشكل صحيح. |
Özür dilerim baba. tam olarak hatırlayamadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة يا أبي آسفة لأنني لا أستطيع التذكر بشكل صحيح |
Babana bunu, doğru yoldan yapacağımızı söyle. | Open Subtitles | أخبرْ أبّاكَ نحن يَعْملُ هذا بشكل صحيح طريقاً. |
Bu bölgede suç düşük seviyededir. Herşeyi gerektiği gibi yapıyoruz. | Open Subtitles | الجريمة قليلة في هذه الدائرة نحن نفعل الأشياء بشكل صحيح |
Devam edebilirsin. Her şeyi yeniden yapabilirsin ama bu sefer doğru şekilde. | Open Subtitles | يمكنك المضي قدماً إفعل كل شيء من جديد، ولكن إفعله بشكل صحيح |
Ancak eninde sonunda tekrarlanan kasılmalar sırasında sistemi düzgün bir şekilde yeniden başlatmak için kas hücresinin zarının yakınında anında uygun durumda bulunan potasyum, sodyum ve kalsiyum iyonlarının yeterli miktarda yoğunluğu olmayabilir. | TED | ولكن في النهاية، وخلال تكرار عملية انقباض وانبساط العضلات قد لا تتوفر تركيزات كافية من أيونات البوتاسيوم أو الصوديوم أو الكالسيوم على الفور بالقرب من غشاء الخلية العضلية لإعادة ضبط النظام بشكل صحيح. |
Uranyum gibi. Güçlü ve doğru olarak işlenirse kurtuluşumuz olabilir. | Open Subtitles | انه مثل اليورانيوم , قوي واذا تحكمت به بشكل صحيح |