"بشكل مختلف" - Traduction Arabe en Turc

    • çok farklı
        
    • farklı şekilde
        
    • farklı bir şekilde
        
    • farklı şekillerde
        
    • başka türlü
        
    • farklı gözle
        
    • farklı açıdan
        
    • çok daha farklı
        
    • farklı bir gözle
        
    • farklı biçimde
        
    • biraz farklı
        
    • başka şekilde
        
    • farklı bir şey
        
    • başka bir
        
    • de farklı
        
    Ancak yapışkan kimyasallar genellikle betondan çok farklı davranır ve zamanla bu yapıştırıcılar daha da kötü çatlaklara yol açabilir. TED لكن المواد الكيميائية اللزجة تتصرف بشكل مختلف جدًا عن الخرسانة، ومع الوقت، هذه المواد اللاصقة قد تؤدي إلي تشققات أسوء.
    Çok fazla hastalık vardı, hastalığı farklı şekilde ele aldılar. TED كان هناك الكثير من الأمراض، التي اقتربوا منها بشكل مختلف.
    Geçmişi haritalamak için, farklı bir şekilde bakmam gerektiğini biliyordum. TED لمحاولة رسم خريطة الماضي، عرفت أنه علي أن أرى بشكل مختلف.
    Çünkü cazibe yüzyıllar boyunca çok belirli bir anlama sahipti, ve bu kelime düşündüğümüz anlamından çok daha farklı şekillerde kullanıldı. TED لأنه ولمدة عقود، كلمة الإبهار كان لها معنى محدد جداً والكلمة تم استخدامها بشكل مختلف عن ما نعتقد أنها فعلياً الآن
    İnsanlar artık bana başka türlü bakıyordu. Birinin emrinde olduğumu biliyorlardı. Open Subtitles كانت الناس تنظر إلى بشكل مختلف كانوا يعرفون أن وراءي شخص ما
    Biraz daha çok param var diye bana farklı gözle bakma. Open Subtitles لا تنظر لي بشكل مختلف لأنني حصلت على القليل من النقود
    Her bir şeyler hatırladığımda farklı açıdan bakmak zorundayım artık. Open Subtitles في كل مرة اتذكر شيئاً يجب علي ان القي نظرة عليه بشكل مختلف الان
    Kurallardan ve insanlara farklı bir gözle bakmaktan falan bahsetti. Open Subtitles هو كَانَ يَتحدّثُ عن القواعدِ ونَظْر إلى ناسِ بشكل مختلف.
    Ya da FBI buraya gelip çok farklı bir program sunabilir. Open Subtitles أو يمكن أن يأتي العملاء الفيدراليون إلى هنا ويستقبلوك بشكل مختلف
    Ve bu şekilde düşündüğünde onu çok farklı kullandığını görebilirsiniz TED وهو يستخدمه بشكل مختلف جدا بمجرّد ما تفكّر فيه بهذه الطريقة.
    Ve dedik ki, "Kadınlardaki yağlı plağın aslında erkeklerdekinden çok farklı olduğunu, ve farklı biriktiği farzedeceğiz." TED وقلنا: سنفترض أن الجلطة الكبيرة في النساء قد تكون مختلفة حقيقة وتحتضن بشكل مختلف عن الرجال
    Bu bir çeşit insani bir durumdur; önemsediğimiz insanları farklı şekilde dinleriz. TED هذا هو حال البشر؛ حيث نستمع للناس الذين نهتم لأمرهم بشكل مختلف.
    Bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. Open Subtitles بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف
    Yapmak istediğim şey, farklı bir şekilde yaklaştığımız ve uğraştığımız çalışma alanlarımdan kısaca birkaç örnek sunmak. TED ما سأقوم به هو عرض بعض الأمثلة باختصار من عملي على بعض المجالات حيث نحاول أن نتناول هذه المسائل بشكل مختلف.
    Bütün o filmleri internette ücretsiz yayınladık ve filmleri paylaşıp müziği farklı bir şekilde yansıtmak istedik. TED نشرنا كل تلك الأفلام بالمجان على الإنترنت أردنا مشاركة كل تلك الأفلام لإظهار الموسيقى بشكل مختلف.
    Peki farklı insanlar aynı acı verici uyaranlara maruz kalmalarına rağmen nasıl acıyı çok farklı şekillerde deneyimliyorlar? TED كيف يمكن لأشخاص مختلفين أن يتعرضوا لنفس منبهات الألم ويشعروا بالألم بشكل مختلف بشدة
    Bunun için teşekkür ederim. başka türlü de davranabilirdin. Open Subtitles شكراً على ذلك, كان بمقدورك معالجة الأمر بشكل مختلف
    Bu beni büyüledi. Okumaya devam ettikçe, kansere farklı gözle bakmaya başladım ve neredeyse korkum azaldı. TED أدهشني هذا. كلما نظرت كلما رأيت السرطان بشكل مختلف وكلما قلَّ خوفي منه.
    Olaylara farklı açıdan bakmaya başlamalısın. Open Subtitles عليكِ أن تنظري للأمور بشكل مختلف قليلاً
    Büyük liderler, daha farklı iletişim ağlarına sahip olmanın, daha yüksek seviyedeki yapıları ve de çözümleri tanımlamanın kaynağı olduğunu anlarlar, çünkü sizin düşündüğünüzden çok daha farklı düşünen TED يدرك القادة العظام أن التوفر على شبكة أكثر تنوعا هو مصدر لتحديد نمط على أعلى المستويات وكذلك مصدر للحلول، وهذا راجع إلى أنك تمتلك أناسا يفكرون بشكل مختلف عنك.
    Çevreme farklı bir gözle bakmamı sağladı. Open Subtitles لقد جَعلَني أَنْظرُ إلى الأشياءِ بشكل مختلف
    Bunu birazcık farklı biçimde yapmanızı söyleyeceğim. TED بل إخباركم أن تبدؤوا بالقيام بذلك بشكل مختلف قليلًا.
    O zamandan sonra, hep Yutaka'nın diğer arkadaşlarımdan biraz farklı olduğunu düşündüm. Open Subtitles بعد ذلك، كنت دائما افكر في يوتاكا بشكل مختلف بالمقارنة لبقية اصدقائي
    Eğer ses tonumuz böyle olursa, başka şekilde tartışırız. Open Subtitles اذا ابتدئنا الحديث بطبقة الصوت هذه فسنناقش هذا الامر بشكل مختلف
    Buradaki numaralar farklı bir şey söylüyorlar. Open Subtitles وهو يَبْدو لي، تَتكلّمُ الأعدادُ هنا بشكل مختلف.
    başka bir hediye daha verildi. Bu da geleceği görebilmek ve geri dönmek ve farklı yaşamak. TED و منحت هدية أخرى، و هي القدرة على رؤية المستقبل والعودة والعيش بشكل مختلف.
    Tek seferlik kopya cinayetler görünüyor ama yine de farklı açılardan inceleyeceğiz. Open Subtitles ما كان يبدو حينها كمقلد لمرة واحدة يجب النظر اليه بشكل مختلف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus