Şunu düşünün: göçmenler, özellikle siyahi ve Latin göçmenler, aslında Birleşik Devletler'e gelmeden önce daha sağlıklılardır. | TED | تأملوا هذا: المهاجرون خاصةً السود واللاتينيون، يتمتعون فى الحقيقة بصحة جيّدة حين وصولهم لأول مرة إلى الولايات المتحدة |
Müslüman kaynaklar, Kâbe'nin fi tarihinden beri Allah'a tapmada merkez bir tapınak rolünde olduğunu kabul etmektedirler. | Open Subtitles | تسلم المصادر الإسلامية بصحة ان الكعبة بناء مركزى لعبادةِ الله وهى موجوده منذ القدم |
Açıklaması çok zor. Ama bir at kadar sağlıklıyım. | Open Subtitles | لا أستطيع وصفها لك لكني أشعر بصحة كالحصان |
-Sen misin? gayet iyi görünüyorsun. Gel buraya dostum, oturman lazım. | Open Subtitles | تبدو بصحة جيدة ، تعال يا صاح عليك الجلوس ، هيا |
- Umarım ailenizin sağlığı yerindedir. - Evet yerinde, teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ أتمنى أن تكون أسرتك بصحة جيدة ـ شكرا لك,أنهم بخير |
pek iyi görünmüyorsun. Ama tatlım, sen de benimle gelsen? | Open Subtitles | والآن يا فرانك اذهب إلى المتجر ثم عد للمنزل لتتناول دواءك فأنت لا تبدو بصحة جيدة |
ve karın aksine yağmur buzu eritir ve buzullarımızın sağlığına zarar verir. | TED | وعلى عكس تساقط الثلج، تساقط المطر يذوب الثلج. والذي يضر بصحة الجليد. |
Görevinin, onları öldüreceğine iyi durumda tutmak olduğunu, bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل تفهم أن خدمتك هي أن تحافظ عليهم أحياء بصحة جيدة |
ve bende şunu öneriyorum: İlk olarak, kadın sağlığını tıpkı senin için önemli olan ve değer verdiğin diğer nedenler gibi düşünmeni öneririm. | TED | وهذا هو ما أقترحه: أولا أقترح أن تفكر بصحة المرأة بنفس الطريقة التي تفكر وتهتم بها بالقضايا الأخرى المهمة بالنسبة لك. |
Paige'e yalnızken söylemeliyim. Eğer benden duyar ve iyi olduğumu görürse sanırım daha az korkutucu olur. | Open Subtitles | أعتقد بأني سأخبر بيج لوحدي أعتقد أنها لن تخاف كثيراً إذا أخبرتها لوحدي وترى أني بصحة جيدة |
Şu an tamamen sağlıklı olduğunu, işe geri döneceğini ve şirketin Çin'e taşınması için gereken sözleşmeyi yapmak üzere olduğunu bildiriyor. | Open Subtitles | انه يقول انك بصحة جيدة وستعود للعمل و انت ستوقع العقد الذي سينقل الشركة الى الصين |
Şimdi, şarap kutularımızı kaldıralım Marge'a. | Open Subtitles | والآن لنرفع علب النبيذ بصحة مارج |
Öyleyse Başkan'a göz kulak olmaktan daha iyi bir hizmet var mı? | Open Subtitles | -أي طريقة أفضل لذلك من الاعتناء بصحة رئيسها؟ |
İnsanlar neden sağlıksız olduğumu düşünüyorlar ki? Mükemmel derecede sağlıklıyım. | Open Subtitles | كل الناس تعتقد العكس، بينما أنا بصحة عالية |
Düne kadar gayet iyiyken akut karın ağrısıyla yere yığılmıştır. | Open Subtitles | كان بصحة ممتازة حتى الأمس عندما أصابه ألم بطني حاد |
Böylece dünyanın dört bir yanından tasarımcılar ürünlerini insan sağlığı ve ekolojik sağlık bakımından milyonda bir parçacığına kadar analiz edebilirler. | TED | وهكذا بإمكان المصممين في كل أرجاء العالم تحليل منتجاتهم وصولأ الى أجزاء من المليون لما يتعلق بصحة الإنسان والبيئة. |
pek sağlıklı değildi ama ciddi bir sorunu yoktu. | Open Subtitles | لم تكن بصحة جـيدة، لكن لم يكن لديهـا شيء خطير. |
sağlığına kavuşman için yapabileceğim herşeyi yapacağım. | Open Subtitles | انت تعرف اني سوف اعمل كل شيء لكي تكوني بصحة جيدة |
Annesi hayatta ve iyi durumda, ve de Attica Eyalet Kadın Cezaevi'nde kalıyor. | Open Subtitles | امها على قيد الحياة , وهي بصحة جيدة وتعيش في ولاية اتيكا مركز اعادة تأهيل النساء |
Bunu kabul etmek, aynı zamanda topluluğun sağlığını ve dayanıklılığını önemsediğimiz anlamına geliyor. | TED | وباعترافنا بذلك، يعني ذلك أيضًا أننا نهتمُ بصحة أفراد المجتمع ونعملُ من أجل مرونتهم كذلك. |
- Eğer hasta değilseniz işinizin başına dönün. Hastaysanız revire gidin. | Open Subtitles | العودة إلى العمل إذا كنت بصحة جيدة وللمشفى إذا كنت مريضاً. |
Hayatımız boyunca bizi sağlıklı ve mutlu eden şeyler nedir? | TED | ما الذى يبقينا سعداء و بصحة جيدة ونحن نعيش حياتنا؟ |
Şu anda doktorlar tarafından muayene edilen ikizlerin ikisinin de sağlık durumu iyi. | Open Subtitles | لقد تم عمل الفحوص الطبية على الفتاتين كلا من التوأم يتمتعان بصحة جيدة |
Peki, o zaman önce pozitif kontrol ile başlayalım, biliyoruz ki bu insan bir zamanlar sağlıklıydı. | TED | لنبدأ بما نستطيع التحكم به و نعلم أن الشخص بصحة جيدة |
Koca Baba yüzde yüz... sağlıklıymış! | Open Subtitles | بريك ، الأب الكبير بصحة جيدة مائة بالمائة |