Bak, bazı yanlış kararlar vermiş olabilirim ama parmaklarımı kırmak, bu doğru değil! | Open Subtitles | انظر , انا اعلم انني قمت بقرارات خاطئة ولكن كسرك لي اصبع هذا ليس بصحيح |
Bazı çocuklar, bazı şeyler doğru değil, yanlış bir şeyler var bazı şeyler hep geriye dönüş. | Open Subtitles | بعضاً من الأطفال, شيئاً ما ليس بصحيح, شيئاً ما خاطئ، شيئاً ما مقلوباً. |
Hayır, bu doğru değil. | Open Subtitles | شأني هو هنا و بدون شئ لا هذا ليس بصحيح.. |
Sadece düşündüm ki,düğün,cami, pek doğru hissetmedim. | Open Subtitles | فقط خطر في بالي مسجد . زواج . شي ليس بصحيح |
diye düşündüm. Fakat bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. | TED | و لكن تبين أن هذا الأمر ليس بصحيح. |
Johnny, güzel söylenmiş bir şey ama doğru değil bu, anlıyor musun? | Open Subtitles | -حسنا "جوني" هذا شيء جيد لتقوله لكنه ليس بصحيح كما تعلم |
Bunu yapamam. doğru değil sadece. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل هذا هذا ليس بصحيح |
- Bu, doğru olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يجعل الأمر صحيحاً ...انه ليس بصحيح |
- Bu doğru değil. Hayır. | Open Subtitles | هذا ليس بصحيح - على الأقل ليس بما فيه الكفاية - |
Bu doğru değil. "W'deki" işinden daha fazla gurur duyamazdım. | Open Subtitles | هذا ليس بصحيح, أنا فخورة جداً " بعملك في مجلة " دبليو |
Bu doğru değil. Sen, benim için kutsalsın. | Open Subtitles | هذا ليس بصحيح أنا أعتبرك مقدسّة |
Benim hakkımda söyledikleri hiçbir şey doğru değil tek kelimesi bile! | Open Subtitles | لا شي يقولونه عني بصحيح, ولا كلمه واحده منه! |
Loro, bugün sınıfta yaptığın, doğru değil. | Open Subtitles | لاورو.. ماتعمله في الفصل ليس بصحيح |
doğru olmayan bir şeyi yayınlamanı engellemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول منعكِ من نشر ذلك هذا ليس بصحيح. |
Bu doğru değil. | TED | هذا ليس بصحيح. |
- Ne demek doğru? | Open Subtitles | ماذا تعنى بصحيح ؟ |
Bu doğru değil. Hayır. | Open Subtitles | هذا ليس بصحيح, كلا |
Hayır, bu doğru olmaz. | Open Subtitles | لا , هذا ليس بصحيح |
Bu, doğru değil! | Open Subtitles | ما يجري ليس بصحيح |
Herhalde Jim Cummins'in bana uğradığını duydun ve seni yakalamayı veya başına konan ödülü almak istediğimizi düşündün ama bu doğru değil. | Open Subtitles | افترضتُ أنك علمت بقدوم جيم كمنز) ، وأنك ربما ظننت) أننا نُخطّط للقبض عليك وأخذ تلك الجائزة ، وهذا ليس بصحيح |