Bol sirkeli patates kızartması ve bir de bol ekşili soğan halkası. | Open Subtitles | البطاطا المقلية بالكثير من الخلّ و حلقات بصل بالكثير من مخلّل الملفوف |
Ama 15 yıldır soğan yiyemiyorum çünkü sen kaka gibi koktuklarını söyledin! | Open Subtitles | لم آكل بصل منذ 15 سنة لأنك قلت انها برازٌ كريه الرائحة |
Sizi düzeltmek gibi olmasın efendim ama onlar soğan değil. | Open Subtitles | أكره أن أختلف معك، سيّدي، لكن هذا ليس مجرد بصل. |
Fransız usülü kızarmış soğanlı sıkıştırılmış biftek de var. | Open Subtitles | هناك أيضاً قطع اللحم البقري و بصل فرنسي مقليّ أيضاً في أنبوب مضغوط |
Bibersiz, Soğansız, sadece ançüezli çünkü güzeldir. | Open Subtitles | لا فلفل أو زيتون أو بصل. الأنشوجة فقط لأنها جيدة. |
Ancak çizerek güzel notlar aldım... ...ve Murray Gell-Mann'in konuşmasında müthiş bir soğan çizdim. | TED | ولكني أخذت بعض الملاحظات الجميلة للرسومات ولدي بصل رائع أخذته من نقاش موراي جيل مان. |
Siz gelmeden önce soğan çuvalları giydiğimizi biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلم أننا ارتدينا أكياس بصل قبل وصولكما هنا |
Mantar sapı ve kabuğu, soğan, kereviz. Hiç et yok. | Open Subtitles | عيش الغراب و بصل و كرفس و لا لحوم على الإطلاق |
- Üç çizburger, her şeyden koy. - Benimkinde soğan olmasın. | Open Subtitles | ثلاثة هامبورجر مع جبنة و كل التوابل أريده دون بصل |
Kalp, akciğer, kuzu ciğeri, iç yağıyla kıymalanmış, soğan, ve yulaf ezmesi, hayvan midesinde kaynatılmış. | Open Subtitles | كَبد .. رئة خروف .. لحم مفروم مع الشحم بصل .. |
soğan yedikleri sürece kertenkeleler için endişelenmelerine gerek yok. | Open Subtitles | على الأقل لن يحملوا هم السحالى طالما أكلوا بصل |
Aşçılarına, kızarmış hamurun içine daha az soğan koymalarını söyle. | Open Subtitles | أخبر طباخيك أن يضعوا بصل أقل في فطائر اللحم |
Evet, fazladan patates kızartması isteyeceğim. Belki soğan halkaları. | Open Subtitles | سأطلب طبق بطاطس إضافي وربما طبق حلقات بصل |
Patates kızartmanın içinde bulduğun soğan halkası hikayesinden bıktım. | Open Subtitles | سئمت سماع قصتك عن إيجادك لحلقة بصل في البطاطا المقلية |
Malzemelerimiz, et, havuç, soğan ve yaban havucu. | Open Subtitles | ، الآن ، لدينا لحم خنزير ، جزر بصل وجزر أبيض |
Biliyorsun, eğer bunu kazanırsak Intergalactic Snack Shack'te bedava soğan halkaları veriyorlar. | Open Subtitles | أتعلم، إذا فزنا سنربح حلقات بصل مجانية. يالها من صفقة. |
Hamburger, kızarmış patates ve soğan halkaları istiyorum o zaman. | Open Subtitles | حسناً، أريد شطائر برغر وبطاطا مقلية وحلقات بصل |
Mantarlı, peperonili ve ekstra soğanlı. Yanında da bira. | Open Subtitles | شطيرة عيش الغراب كبيرة بالببروني ومعها بصل إضافي وميتشلوب، رجاءً. |
İki Whopper, Soğansız, ekstra ketçaplı. | Open Subtitles | زوج من السندويشات بدون بصل و مزيد من الكاتشب |
Kral Gece Kalesi'ni ziyaret ettiği zaman aşçı kralın oğlunu öldürmüş ve soğanlar, havuçlar mantarlar ve pastırmalar arasında turtaya koymuş. | Open Subtitles | عندما زار الملك الحصن، قتل الطاهي إبن الملك وطهاه في فطيرة خنزير وعليها بصل وجزير وفطر ولحم خنزير |
- Sonra tüm soğanı ye ve koltuk altlarına sür, | Open Subtitles | ومن ثم تناولي حبة بصل كاملة وضعي واحدة تحت ابطيك |
"Onion. " | Open Subtitles | " بصل " |
Ve, tabiki ciğer ve soğanımız var. | Open Subtitles | و نعم لدينا كبد و بصل |