malımı buraya getirtecek kadar özel birisi olmalı. | Open Subtitles | أن تلك الفتاة مميزة لكي تأتي وتعطيني بضاعتي |
Yani olay gayet basit. Ya bana malımı verirsin ya da paramı verirsin. | Open Subtitles | الآن الآمر بسيط إما تعطيني بضاعتي أو تعطيني نقودي |
Çekici bir teklif, ama mallarımı piyasadaki herhangi biri alabilir. | Open Subtitles | انه عرض مغري.. ولكن بضاعتي متاحه مجاناً للجميع كل يوم.. |
Yani malım gitti ve şimdi bu adamlar beni öldürecek. | Open Subtitles | اذاً بضاعتي اختفت والان هؤلاء الرجال سيقتلوني |
Burada malı tanıtıyorum, sen oradan lafımı kesiyorsun. | Open Subtitles | فقد كنت أعرض بضاعتي ولكنك بدأت بالتحدث مع الفتاة |
Benim adımı duymadığını söyleyemezsin çünkü sizin adamlar gidip millete bizim mal, onunkinden ucuz demiş. | Open Subtitles | لا تقلّ لي أنك لم تسمعّ بشاني، لأنكم يا رفاق تذهبون للخارج وتخبرون الناس بأن بضاعتكَ أرخص من بضاعتي. |
Malımın nerede olduğunu söylersen seni bu dertten kurtarırım. | Open Subtitles | اخبرني اين تكرن بضاعتي وينتهي الأمر |
Envanterimin iyi durumda, mallarımın yerli yerinde olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك بأن لدي مخزون ثابت، وكافة بضاعتي وضعت جانبا. |
Çünkü kıçına mı sokarsın, kıçından mı çaktırtırsın umurumda değil ama malımı sınırdan geçirme sorumluluğu sende. | Open Subtitles | لكنني لا يهمني إن كان ظهرك أو مؤخرتك أنت المسؤول عن إعادة بضاعتي عبر الحدود |
- Bütün malımı kaybettim. Tayfamdan biri öldürüldü. | Open Subtitles | فقدت كلّ بضاعتي ، وأحد أعضاء طاقمي قد قُتل |
Nereden siktir olup geldiysen oraya geri dönebilirsin ya da burada keyfine bakar, benim malımı satar ve %30 pay verirsin. | Open Subtitles | يمكنك إن ترجع من حيثما أتيت، أو تبقى مرتاحًا هنا وتبيع بضاعتي وتدفع لي منهّا 30 بالمائة. |
Karşılığında uçakla sınırdan mallarımı geçiririm. | Open Subtitles | في المقابل، يسمحون لي بإستخدام طائراتهم حتى يمكنني تريب بضاعتي عبر الحدود. |
Senin aksine, mallarımı en fazla para verene satmam ben. | Open Subtitles | بعكسك، أنا لا أعرض بضاعتي لأي أحد يمكنه أن يدفع أعلى مقدم أتعاب. |
mallarımı sınırdan çıkarmak için yeni bir yöntem istiyorum. | Open Subtitles | أريد.. طريقة جديدة لتمرير بضاعتي عبر الحدود. |
- malım yanmak üzere. | Open Subtitles | بضاعتي على وشك الإحتراق كلياً |
Benim malım demek istedin herhâlde? | Open Subtitles | هل تقصدين بضاعتي ؟ |
- malım nerede? - Siktir git. | Open Subtitles | والآن أين بضاعتي |
Ben ticari malı, kokain olan bir işadamıyım. | Open Subtitles | انا رجل اعمال يصدف ان بضاعتي هي الكوكائين , |
Çalıntı mal almaktan. Benim mallarımı. | Open Subtitles | لأستلامه بضاعة مسروقة ، كانت بضاعتي |
Malımın uçakta olduğundan emin ol ve bizi buradan götür. | Open Subtitles | تأكد من بضاعتي و غادر على الفور |
O alçaklar buraya uçar gibi daldılar ve en iyi mallarımın pek çoğunu aldılar. | Open Subtitles | المختلين يأتون مسرعين إلى هنا يأخذون الكثير من بضاعتي الجيدة |
Gıda ve İlaç Bürosu ve Florida kanunları ile ilgili konuşmaların kendi bölgemde Oxy satışlarımın neden düştüğünü açıklamıyor. | Open Subtitles | الآن تقولون أن منظمة الدواء وقانون الولاية لا يفسر لماذا مبيعات بضاعتي أوقفت في مقاطعتي الشرعية بالتصويت |
Sen kendi işini beceremedin diye benim malıma el mi koyacaksın? | Open Subtitles | حسناً، و تسرقون بضاعتي لأنكم لم تستطيعوا إدارة عملكم يا رجل؟ أخرجوه من هنا. |
Benim, gemiyle Shikuti Köyü'ne gelecek bazı Mallarım var ve en az 2 yıl daha gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | بضاعتي من المتوقع أن تصل بالسفينة في قرية شيكوتي وستستمر بالوصول لسنتان على الأقل |
Yanlış anlamayın ama bir yandan mallarıma göz kulak olurken diğer yandan telefonla sipariş alamam. | Open Subtitles | لا أقصد إهانة، ولكن لا يمكنني تلقي طلبات الهاتف إن كنتُ أحرس بضاعتي |