"بضراوة" - Traduction Arabe en Turc

• mücadele
• sert

Ne yapmak isteyip kim olmak istediğine karar verip bunun için mücadele etmelisin.
عليك اكتشاف ما تودّ فعله وما تودّ غدوّه ثم قاتل بضراوة في سبيله.

Kendi dizisini yapmak için kanalla canımı dişime takıp mücadele ettim ve hâlâ üzerinde çalışılması gerekiyor demek, öyle mi?
قاتلت بضراوة مع القناة لينال مسلسله الشخصي، ويحتاج أن يتم إقناعه، حقاً؟

yüksek yerleri ele geçirmek çok büyük mücadele vermeye değer, fakat rakip beklenmedik şekilde vazgeçince,
الفوز بأرض مرتفعة هو شيء ستقاتل من أجله بضراوة, ولكن عندما يستسلم الخصم بشكل مفاجئ,

Sadece biliyorum nasıl sert sen kazanmak istiyorum.
كل ما تحتـاج الى معرفته هو أنك ستنتصر بضراوة

Bunun yerine zayıf anımızı kollar hayvanlar gibi karanlıklarda gizlenip sert ve hızlı bir şekilde saldırırlar, sonra yine karanlıklara geri dönerler.
بدلاً من ذلك يستهدفون جراحنا حتى ننزف. يختبئون في الظلام كالحيوانات، يهاجمون بضراوة وسرعة ثم يتراجعون نحو الليل.

Savunmak için çok sert savaşacaklar.
سيقاتلون بضراوة للدفاع عنها.

Ama sonuna kadar mücadele edip deneyebiliriz.
و لكن يُمكننا المقاتلة بضراوة و يُمكننا أن نحاول

Hayatımız boyunca mutluluk için çok fazla mücadele ettik.
كلانا كافحنا بضراوة لأجل سعادتنا طيلة حياتنا

Bunları elde etmek için kıyasıya mücadele ederiz.
لذا نقاتل بضراوة لنحصل على هذه الأشياء

Deliler gibi mücadele ettin ve kurtuldun.
لقد كافحت بضراوة من أجل الحياة

Fazlasıyla mücadele edecektir şayet biz... biz... biz...
سيقاتلنا بضراوة شديد حين... حين... حين...

Ne kadar mücadele ettiklerini görmek.
وأشعر كم يضطرون للقتال بضراوة.

Müthiş bir mücadele verdin.
ماجي ، لقد قاتلت بضراوة

Çok zor bir mücadele verdim.
لقد حاربت بضراوة

Sağlam mücadele etmiş.
لقد قاومت بضراوة

Bu kadar sert olmamalıyız bence.
- لا أعتقد بأننا يجب ان نقاتل بضراوة

40 küsur senedir bu işi yapan biri olarak şunu söyleyebilirim Casey Rance kadar uzun ve sert mücadele eden hiç kimseyi tanımamıştım.
إذن سأخبرك بـأنّه خلال سنواتي الأربعين التي زاولت فيها هذا العمل لم أرى أحداً يصارع بضراوة وشدة (أكثر من (كايسي رانس