Serbest bıraktıktan birkaç dakika sonra beslenmeye devam eden yavrulara sahibiz. | Open Subtitles | كنا قد بدئنا بتمريض الجراء بعد بضع دقائق من إطلاق سراحها. |
Her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum ve birkaç dakika içinde sen de inanabilirsin. | Open Subtitles | حسنا, اؤمن بأن كل شئ ممكن, و فى بضع دقائق , من الممكن ان تؤمن بذلك. |
Hatta cinayetten birkaç dakika önce bile olabilir. Kurutucunun ısısından dolayı tam bir saat vermek güç. | Open Subtitles | وربّما يكون قبل بضع دقائق من القتل الحرارة من المجفف يجعل من الصعب التحديد |
Affedersiniz. AİDS araştırması için birkaç dakikanızı ayırabilir misiniz? | Open Subtitles | معذرة، أيمكنك منحي بضع دقائق من اجل أبحاث مرض الإيدز |
birkaç dakikanızı ayırabilirseniz beni onurlandırmış olursunuz. | Open Subtitles | وأود أن تشرفينى بمنحي بضع دقائق من وقتك. |
Sizi eğlencenizden alıkoymak istemeyiz; ancak birkaç dakikanızı ayırırsanız iş konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | لا نقصد إفساد الحفل، لكننا نريد بضع دقائق من وقتك، لنتحدث عن بعض الأعمال الصغيرة. |
birkaç dakika güzelce sohbet edip ikimiz de evimize gidelim. | Open Subtitles | بضع دقائق من حديث البالغون وبعدها سنذهب لبيوتنا |
Helikopter, sizi birkaç dakika içinde en son görüldüğü yere götürecek. | Open Subtitles | ذلك سيضعكِ بضع دقائق من أين آخر مرة شوهد. |
birkaç dakika sonra da kendini içeri kilitledi. | Open Subtitles | ومن ثمّ أقفل المكان بعد بضع دقائق من ذلك. |
Yemin ederim, siz çığlık atmadan birkaç dakika önce ormanlık alanda büyük beyaz bir kadın ve genç bir adam gördüm. | Open Subtitles | اقسم انني رأيت امرأة بيضاء كبيرة ورجل يافع في الفناء بجانب الغابة قبل بضع دقائق من صراخك |
- Bana birkaç dakika ayırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | احتاج فقط الى بضع دقائق من وقتك |
Hayır, adam başı birkaç dakika. | Open Subtitles | لا ، بضع دقائق من كل واحد منكم |
Buraya göre Lacey/Christine'nın adresi buraya yalnızca birkaç dakika uzakta. | Open Subtitles | الآن، إسمعوا، يقول أنّ عنوان (لاسي)/(كريستين) على بُعد بضع دقائق من هنا. |
Ondan birkaç dakika sonra aradım. | Open Subtitles | إتصلت بعد بضع دقائق من ذلك |
Hiçbir yere gitmemek derken her gün birkaç dakika ya da her mevsim birkaç gün ya da bazı insanların yaptığı gibi hayattan birkaç sene hareketsiz bir şekilde sizi en çok harekete geçiren şeyi buluncaya, en gerçek mutluluğunuzun nerede olduğunu hatırlayıncaya kadar ya da bazen hayatı kazanmakla, hayatı yaşamanın farklı yönlerde olduğunu fark edinceye kadar oturmayı kastediyorum. | TED | وما أعنيه بعدم الذهاب لأي مكان، أقصد ما من شيء محرج أكثر من أخذ بضع دقائق من كل يوم أو بضعة أيام من كل فصل، أو حتى، كما يفعل البعض، أخذ بضع سنوات من العمر لكي تلتزم السكون بما يكفي لكي تجد ما الذي يحركك أكثر، ولتتذكر أين تكمن سعادتك الحقيقية ولتتذكر أنه أحيانا العيش والحياة يتجهان في اتجاهين متعاكسين. |
Sadece birkaç dakikanızı almak istiyorum. | Open Subtitles | كلا جل ما اطلبه بضع دقائق من وقتك |
Melissa, gerçekten sadece birkaç dakikanızı alacağız. | Open Subtitles | (ميليسا)، نحن حقّاً نريد فقط بضع دقائق من وقتكِ. |
Sadece birkaç dakikanızı alacağım. | Open Subtitles | مهلا! أحتاج بضع دقائق من وقتكَ فحسب. |