"بطريقة ما و" - Traduction Arabe en Turc

    • şekilde
        
    Eğer bir şekilde küçük düşürülüp polis tarafından tutuklanırsa, hele bir de hapse atılırsa. Open Subtitles إذا شوّهت سمعته بطريقة ما و قبض عليه وألقي بالسجن كذلك
    Ve burada indi, ben bilmiyorum ben bir şekilde çatlaklardan kaydı. Open Subtitles لقد زلقت بطريقة ما و وصلت إلى هنا ، لا أعلم كيف
    Tüm bildiğim, bir şekilde odanda uyandığım ve senin gitmiş olduğun. Open Subtitles كل ما أعرفه أني استيقظت في غرفتك بطريقة ما , و أنت لم تكن هناك
    Ya da belki bir şekilde sürüden dışlanıp... aksileşmiş ve hayattan bıkmıştır. Open Subtitles أو قد يكون منبوذا من القطيع بطريقة ما و أنه غاضب إلى حدّ ما و مستاء من الحياة.
    Bunun bir şekilde yanlış etiketlenmiş olması ya da başka birinin tomografisi olması mümkün mü? Open Subtitles الآن، أهو أمر ممكن أنّه تمّ إعادة تسميته بطريقة ما و أو لربما تكون أشعة دماغ شخصٍ آخر ؟
    Bir şekilde bunu anlamasını sağlayıp ikimizi de özgür bırakmalıyım. Open Subtitles يجب ان اجعلها ترى هذا بطريقة ما و يكون كلانا حران
    Peki Matmazel Grace Wilson'ın bu çekmeceyi açması, kutuyu çıkarması bir şekilde kilidi açıp kolyeyi alması, kutuyu kapatıp yerine koyması kaç saniyedir? Open Subtitles و بالنسبة للآنسة "غرايس" أن تاتي و تفتح الصندوق بطريقة ما و تأخذ العقد و تغلق الصندوق و تعيده في الدرج ؟
    Bir şekilde bununla doldurmak istiyorsun. Open Subtitles مع نفسك بطريقة ما و أمتلكت شعور نحو هذه
    Ya içlerinden biri bir şekilde kaçtıysa? Open Subtitles ماذا لو أنّ إحداهنّ فرّت بطريقة ما و... و...
    Anna bir şekilde incinmiş. Bates de onu koruması gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles (آنا) تأذت بطريقة ما و(بيتس) يشعر انه كان ينبغي عليه حمايتها.
    Bir şekilde ifadeden haberi oldu ve Carrie kayda girmeden ona ulaştı. Open Subtitles اذا لقد عرف عن الشهادة بطريقة ما و وصل إلى (كاري) قبل أن تسجل الشهادة
    Ve bu beni babamla ilgili olarak gerçekten etkiledi, manen bu kadar inancı vardı ki nedense, bu şeyleri onun yaptığı şekilde sonuçta iyi bir şeyler olacak gibi yaparak, hatta bir savaşın ortasında bile, o zamanlar Pakistan'la savaş halindeydiler, ve inşaat tamamen durdu ama o çalışmaya devam etti, çünkü şöyle hissediyordu "Savaş bittiğinde onlar bu binaya ihtiyaç duyucaklar." TED و هذا ما صدمني حول والدي، بمعنى أنه كان مؤمناً بشدة بأنه و بطريقة ما و من خلال قيامه بهذه الأشياء و من خلال التضحيات التي قام بها، بأنه سيرى ثمار هذا الجهد و التضحيات و حتى خلال الحرب التي جرت مع باكستان في احدى المراحل، و بالرغم من أن البناء توقف تماماً استمر هو في العمل، لأنه كان يقول في نفسه "حسناً، عندما تنتهي الحرب سيكونون بحاجة لهذا المبنى"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus