Onlar patlarken çıkardıkları sesten hoşlanıyor, çünkü bu ona çocukluğunu hatırlatıyor. | Open Subtitles | إنها تحب الصوت الذي تحدثه عندما تتفرقع لأنه يذكرها بطفولتها |
çocukluğunu yaşayabilsin diye saçma sapan şeyler söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أخبرها بهذا حتى تستمتع بطفولتها أتفهمني؟ |
Ama uzun süredir çocukluğunu hiç yaşayamadı. | Open Subtitles | ولكن، مضى وقت طويل منذ أن شعرت بطفولتها |
Marta, benim ve Irwin'in geleceğini düşünerek çocukluğunu fedâ etti. | Open Subtitles | مارتا) ضحّن) بطفولتها ومستقبلها (لتعتني بي أنا و(إيروين |