Tanrı bilir, okullar da "C" öğrencilerini kabul etmiyordur ya. | Open Subtitles | الله يعلم المدارس لا يريدون الاعتراف بطلاب درجة (c) الآن |
Buna karşın Profesör Slughorn "Beklenenin Üstünde" alan F.Y.B.S öğrencilerini de memnuniyetle dersine kabul ediyor. | Open Subtitles | (سلجهورن) ، يقبل بطلاب جدّد تحت درجة مقبول. |
Buna karşın Profesör Slughorn "Beklenenin Üstünde" alan F.Y.B.S öğrencilerini de memnuniyetle dersine kabul ediyor. | Open Subtitles | (سلجهورن) ، يقبل بطلاب جدّد تحت درجة مقبول. |
Şu an bu oda, tıp öğrencileriyle dolu. | Open Subtitles | هنا واليوم حيث تمتلئ هذه القاعة بطلاب الطب |
FBI öğrencileriyle oldu bir sınıfa dediklerini duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّك تخبر قاعة دروس مليئون بطلاب مكتب التحقيقات الفدرالي العسكريين. |
Şimdi, gördüğünüz öğrencilerle tanışmadım, ama onlar gibi öğrencilerle tanıştım. | TED | الآن ، أنا لم اجتمع بهؤلاء الطلاب ، ولكني قد اجتمعت بطلاب مثلهم. |
Bu drama öğrencilerini veya karakterlerini kontrol edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التحكم بطلاب الدراما أو بشخصياتهم ! |
O yüzden üniversite öğrencileriyle doludur. | Open Subtitles | لذلك هو ممتلئ .دائماً بطلاب لم يتخرجوا بعد |
Romantiklerin, zamane öğrencileriyle alâkası nedir? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تصف لي علاقة الرومانسيات بطلاب اليوم؟ |
Belki Theo'nun istediği de budur, Strauss'un diğer öğrencileriyle iletişime geçmek. | Open Subtitles | ،ربما هذا ما يريدهُ (ثيو) الأتصال بطلاب (ستراوس) الأخرين |
Kalman bu tür cevaplar veren öğrencilerle görüştü. | Open Subtitles | كالمان التقى بطلاب هذه المجموعة |
Kalman bu tür cevapları yazan öğrencilerle görüştü. | Open Subtitles | كالمان) التقى) بطلاب هذه المجموعة الثالثة |